Hz. İbrahim’in, oğlu Hz. İsmail’i kurban edişini ve onların sonlarını dramatize eden bestelenmiş bir güfte ile konuya son verelim.

Hakteala emreyledi.

Gelsin İsmailim dedi.

Gelsin Cebrailim dedi.

Varın söylen ol halile

Oğlun yola koyulsun dedi

Arafata geldi Halil (Hz.İbrahim)

Nebiler demininde kabül

Emrim tutsun ol İsmail

Yoktur bende zulüm dedi.

Yine geldi bayram günü

Sıkıldı Halil’in canı

Dosta gönderirim seni

Oğlum İsmailim dedi

Ellerin bağlar babası

Müsterap olur duası

Ben olmayım hakka asi

Çöz ellerim babam dedi

Babam neden düştün tasa

Hak beni kurba kılarsa

Genç kuzu kurban olursa

Canım kurban babam dedi

İsmail hem yattı yere

İbrahim düştü düştü dara

Elde bıçak geldi dile

Kesemem İsmailim dedi.

Bıçağını çaldı taşa

Taş yarıldı baştan başa

İbrahim düştü telaşa

Hikmet nedir yarab dedi

Hak kurban gönderdi ehil

Cebrail önünde delil

Ben cömerdim ey İbrahim

Kaldır İsmailim dedi

Azat İsmailim dedi

Tüm melekler buna tanı

Yücedir rabbimizin şanı

Koçun kurban olmasıyla

Kurtuldu insanlık canı

(Yazarı La edri –bilinmiyor)

*

Günümüzde yaşanmış bir olay. Bilalzade Hakkı Beyin (Hakkı Bilal) sadakati, ihlas ve samimiyeti...

Yaşantımızda ihlas ve samimiyetin yeri örnek olaylar başlıklı yazı dizimizin başlangıcında “Geçmişten tarihte ve günümüzd eyaşanmış olaylar” diye başlık attık. Bugüne kadar İslam tarihinden olayları aktardık. Biraz da günümüzde yaşanmış şahidi olduğumuz ve en azından ehil insanlardan dinlediğimiz doğruluk, dürüstlük, sadakat örneklerinin bazılarını arzedeceğim.

Kültürümüzde, dünya iyilerin duası ve onların örnek ahlakıyla ayakta durur, derler. Eskiden bu duaye insanlar açok itibar edilir. Belli günlerde onlar ziyaret edilir, öğütleri dinlenir, duaları alınırdı. Bu insanlar her zaman bilinsin-bilinmesin mevcuttur. Bunları bilmeyenler çoğunlukta olabilir ama bilenler de vardır.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri bunlardan biridir. Onun iki oğlu varmış. Biri Zakir, öbürü Şakir ismindeymiş. Zakir; ibadet ve zikir ehli, Şakir de; sıradan bir kişi. İşrete (içkiye) de müptela imiş. Fakat son derecede dürüst ve teslimyetli, babasına son derece muti bir kişi imiş. (İbrahim Hakkı Hazretleri) Büyük bir alim, zahit, abit, takva, yüce bir kişi, yüksek feraseti ve keramet sahibi, 4 ciltlik Marifetname adlı hikmet dolu bir eseri var.

Bir gün büyük oğlu Zakir, babasına diyor ki; Baba, kardeşim Şakir’den için yaramaz diyor. Onu babasına zemmediyor. Babaları, ikisini de iyi bildiğinden Zakir oğluna o an bir cevap vermez. Sarhoş Şakir’in bir gün tevbe edip aslına döneceğini bildiği için onu azarlamazmış. Zakir de kardeşini babasının azarlamasını bekler ve istermiş. Bunu bilen İbrahim Hakkı hazretleri iki oğlunu yanına çağırmış. Zakir’e hitaben; “Harabat ehlini hor görme Şakir, hazineye sahip viraneler var” diyor. Yani demek istiyor ki; oğlum Zakir, kardeşin Şakir’i günahkar diyerek hor görme, onda cevher var. Viraneleri çiğner geçeriz, halbuki o yıkık dökük viranelerin içinde gizli hazineler vardır, diyor ve bunu ispat etmek için kerametini gösteriyor.

Oğlum Zakir, şimdi ben sana kendini şuradan at desem atar mısın, diyor. Zakir, olur mu baba, bu intihar olur diyor. Şakir’e dönüyor; oğlum Şakir, şu uçurumdan kendini at desem, atar mısın yavrum, deyince, Hz. İsmail’in bıçağın altına yattığı gibi teslimiyet gösterip emret babam deyip balkondan atlıyor. Kanatlı kuş gibi yere zararsız iniyor. Sonra büyük bir insan oluyor.

(SÜRECEK)