Önce Atatürk’ün, “İstikbal göklerdedir” işaretiyle kurdurduğu uçak fabrikası kapatıldı. (1944)
Topluma, “Biz kim, teknoloji kim!” kompleksi şırıngalandı. Asalaklığın önü açıldı.
Sonra Türkçe İbadet kaldırıldı, ezan tekrar Arapçalaştırıldı. (16 Haziran 1950)
İnsanların, Tanrı Buyruğunu (Kuran) anlayarak okumasının önüne geçildi. Kafalar hurafelerle bulandırılıp, beyinler uyuşturuldu. Araplaşmanın önü açıldı.
Sonra köy enstitüleri kapatıldı. (27 Ocak 1954)
Köyler, kasabalar ve kırsal alanlar sahipsiz, eğitimsiz, öncüsüz, yol göstericisiz bırakıldı. Miskinliğin önü açıldı.
Ve sonuçta bu üç yasak, ülkeyi bu hale getirdi.
Yani?
Yani her şey Atatürk’ün ölümüyle birlikte başladı.
* * *
“Dünya İmparatorluğu” ve “Yeni Dünya Düzeni” gibi söylemleriyle dikkati çeken Amerikalı Bankacı ve İş adamı David Rockereller ne diyor?
“Atatürk yüzünden planlarımızı yarım yüzyıl ertelemek zorunda kaldık. Şu an yine uyguluyoruz.”
İşte her şey bu cümlede gizli…
* * *
Atatürk’ün zekâsının, dehasının ve öngörüsünün yarı sığasına bile ulaşamayan liderler(!) yüzünden; Atatürk zamanında kat edilen mesafeler, (film misali) geri sardırıldı.
Tekrar Ortadoğu’nun yörüngesine girmeye, tekrar Ortadoğululaşmaya başladık.
Atatürk’ün ısrarla Batı’ya çevirdiği yüzümüz, alıştıra alıştıra, uyuştura uyuştura, uyuta uyuta, miskinleştire miskinleştire; tekrar Doğu’ya, Urbana, çöl bedevilerine, ilkelliğe, hurafelere çevrildi.
Atatürk’ün tek tek dize getirdiği emperyalist güçlerin, tekrar tuzağına ve kucağına düştük.
Dünyanın en büyük emperyalist gücü olan Amerika; bir bardaklık süt tozuna, bir parça sarı peynire esir aldı siyasetçilerimizi!
Amerika istedi diye, Amerika önerdi diye, Amerika “Siz uğraşmayın bunlarla, ben sizin her tür teknolojik gereksiniminizi karşılarım” dedi diye; tüm ekonomik dinamiklerimizi körelttik, tüm düşünen beyinlerimizi yok ettik. (Amerika Marshall Yardımı!)
Asalaklaştık.
Miskinleştik.
Urbanlaştık.
Bilimden, eğitimden, akıldan uzaklaştık.
Hurafelerin, tarikatların, şeyhlerin, şıhların oyuncağı olduk.
Yobazlığın her türünün önünü açtık.
Ülkemizi her konuda, el açar hale getirdik.
Köy Enstitülerini kapatarak; köylerimizin/köylülerimizin uyanmasını, bilinçlenmesini engelledik.
Onları kahve köşelerine mahkûm ettik.
Kahve köşeleri, miskinlik üretti.
Melanet üretti.
Münafıklık üretti.
Fesatlık üretti.
Bölücülük üretti.
Hainlik üretti.
PKK’yı üretti
… …
Her şeyden öte, bu siyaset anlayışını, bu siyasetçileri(!), bu düzeni üretti.
Her şey Atatürk’ün ölümüyle ve bu üç yasakla başladı…