“Selâm verdim rüşvet değildir deyü almadılar” (*)

Bilen bilir; jetonlu, ankesörlü telefonların yerini ev telefonları aldı. Evlerimizde başköşeye yerleşti. Gün geldi onlar da tarih oldu. Satın aldığımız her ürün, çok kısa bir süre sonra gözden düşüyordu.

Bir zamanlar cep telefonları kullanmak her babayiğidin harcı değildi. Telefonu olanlar, bulundukları her ortamda son model “gavur icadını” herkesin görmesi için elinden geleni yapıyordu. Yeni markalar, yeni modeller el üstünde tutuldu. Yeni, çok pahalı bilinen markanın telefonu varsa sen de varsın. Teknolojiye ayak uyduramıyorsan sen sadece bir hiçsin. Daha yeni, daha pahalı telefon taşımayanlar adam yerine konulmadı. Yeni modelleri piyasaya sürülmeden aylar öncesinde telefonun özellikleri haber bültenlerinde yer almaya başlıyordu.

Haber doğru ise ünlü markanın yeni model telefonunu satın alabilmek için böbreğini satmış.

Bu gün yine haber bülteninde cep telefonu karşımıza çıktı. Şehremini (Şehir Emini), bir başka deyişle şehrin en güvenilir insanı; başarılı bir çalışmasıyla gündeme geldi. Kendisine oy veren, vermeyen seçmenlere belediye hizmetleri vermeyi namus borcu olarak gören sayın başkanımız çalışmalarına son hızla devam ediyor.

Bazı belediyelerin meclis toplantıları internet ortamında canlı olarak yayınlanıyor. Dileyen kişi istediği zaman sanal ortamda bu tartışmaları izleyebiliyor. Seçmenler yapılan tartışmaları değerlendirme fırsatı bulabiliyor. Bazı tartışmalar yaygın televizyon kanallarında yerini alabiliyor. Haber bültenlerinde kendi yorumlarını haber olarak sunanlar çoğunlukta. Aynı haberi birden çok kanalda izlemek daha sağlıklı olmaya başladı.

Görebildiğimiz kadarıyla parti kimliğini meclis üyeliği kimliğinden üstün görenler susmak bilmiyor. Kelime oyunlarıyla birilerinin ilgisini çekmeye çalışıyor. Onlar için bulundukları makam, merdivenin ilk basamaklarından biri. Yapılacak ilk seçimlerde daha fazla hizmet verebileceği yerlere aday gösterilmeli. Bal tutan parmakları olmalı!

Şehrin emin insanı, meclis üyelerinin yapacağı çalışmalara engel olmaması için yeni bir çözüm yolu bulmuş. Demokrasilerde çare tükenmezmiş. Belediye meclisinin hatırlı üyelerine selam vermek yerine çamsakızı, çoban armağanı sayılabilecek hediyeler vermiş. Belediye başkanına almak yerine vermek yakışır!

Bazı haddini bilmeyen parti yöneticileri, kendi partilerinin üyelerine sitemde bulunmuş. Hediye cep telefonlarını geri vermelerini istemiş. Ne kadar kaba bir davranış!

Şehri Emin… Şehrin en güvenilir insanı kendini yenilemiş. Şehrin en akıllı insanı olmuş. Üstün zekasıyla hizmetlerini sürdürecekmiş.

(*)Şikâyetnãme Fuzûlî'nin en önemli eserlerinden biridir. Kanuni Sultan Süleyman 1534 yılında Bağdat'ı fethettikten sonra Fuzûlî Osmanlı sarayının hizmetine girmiş, padişaha kasideler sunmuştur. Padişah tarafından beğenilen kasideler karşılığında da 9 akçelik maaşla ödüllendirilmiştir. Ancak maaşını alamayınca, bürokrasiyi, rüşvetçiliği ve yozlaşmayı yeren kâfiyeli nesir tarzında Şikâyetnâme 'yi yazmıştır. Eserin en bilindik cümlesidir.

Vikipedi’den alıntı yapılmıştır.