Birlikte yaşamayı, eşit yurttaşlığı ve bir yüzleşmeyi talep ettiklerini kaydeden Geçmez, “Bunun olabilmesi için de demokratik bir parlamentonun oluşmasına inanıyoruz. Bunu kendimiz için değil, Türkiye’nin çoğunluğunu oluşturan sünni yurttaşlarımız için de talep ediyoruz. Onların da kendi inançlarını yaşamaları için, katliamların bir daha yaşanmaması için yapacakları tek kıymetli şey birlikte yaşamaktır. Koca Yunus’un dediği gibi ‘mal da yalan mülk de yalan, gel biraz da sen oyalan.’ Ama arkasından da ‘Kâbe’si insan olmayanın geleceği olmaz’ derdi. Bu topraklarda daha önce bizden önce çok değerli kültürler, birikimler vardı. Kadeş Meydanı, dünyada ilk barış sözleşmesinin adının verildiği meydan. Ne oldu bu topraktaki insanlara? Neden bu meydanda barışı değil de bir katliamı konuşuyoruz?” dedi. 
“Gelin birlikte yaşamayı hep birlikte savunalım” çağrısını yineleyen Geçmez, şunları söyledi:
“Türkiye dünyadaki modern insanlarla birlikte yürümek istiyorsa ancak ve ancak bu bir kardeşlikle, anayasal güvence altına alınmış bir kardeşlikle olur. Bunun dünyada örnekleri çoktur. Dünyanın değişik bölgelerinde de katliamlar yaşanmıştır. Bununla yüzleşmeyi becerebilenler oldu. Çorum’u, Sivas’ı, Maraş’ı, Gazi’yi yaşayan canlarımız adına bir kez daha yüzleşmeye davet ediyorum. 
Biz buraca bir şiddeti, bir kini, bir nefreti kusmak için gelmedik. Kardeşlik için, birlikte yaşamak için geldik. Hacı Bektaş diyarına, Pirbaba diyarına, onların dünyaya yaydığı güzelim düşünceyi bir kez daha onların talipleri olarak söylemeye geldik.” (Taner ŞİMŞEK)
 

Editör: TE Bilisim