Amisos Hotel'de düzenlenen seminere Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Kadir Güven, HYD Yönetim Kurulu üyeleri, öğretim üyeleri ve Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri katıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan HYD Kurucu Üyesi ve Proje Danışmanı Fikret Toksöz, 'Yerel Bölgesel Demokratik Yönetişim Projesinin Meramı, Neden Bölgeler? Neden Sivil, Yerel Katılım?' konulu sunumunu gerçekleştirdi. Toksöz, "Türkiye'nin önünde çok önemli sorun var. Bir yandan enerji dar boğazı var. Türkiye çok ciddi miktarda 70 milyar doların üzerinde enerji ithal ediyor. Bunu azaltmaya çalışıyoruz. Enerji ithalini azaltmak için bir takım yatırımlar yapıyoruz. Diğer sorun da tarım topraklarının Türkiye'de giderek azalmasıdır. Bugün ortaya çıktı ki, gerek Dünya Bankası gerekse Birleşmiş Milletler raporlarında dünyanın en önemli sorunu olarak gıda güvenliği gelmektedir. Tarım son derece önem kazanmıştır. Dolayısıyla Türkiye'nin avantajı da Türkiye toprakları her şeye rağmen Avrupa toprakları kadar kirlenmemiştir. Bu bizim bir avantajımızdır. Nitekim bunu Gıda, Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı'nın son zamanlardaki kamu spotlarında da görüyoruz. Bakanlığının çok çarpıcı spotları var" dedi.
Projenin amacının kamu kuruluşları ile sivil vatandaşların birbiri ile olan diyaloglarını arttırmak olduğunu ifade eden Proje Araştırma Sorumlusu Barış Alp Özden, 'TR83 Bölgesi'ne (Amasya, Çorum, Samsun, Tokat) Genel Bir Bakış, Temel Problemler ve Yerel Gündemlerin Analizi' konulu sunumunu gerçekleştirdi. Özden, "TR 83 Bölgesi'ndeki ekonomik yapısında tarımın ekonomiye olan katkısı hızla azalıyor. TR 83 bölgesinde 2008 yılında kişi başına gayrisafi katma değer 6 bin 914 dolar olarak gerçekleşmiş. Bu değer Türkiye değeri olan 9 bin 384 doların altında kalmış. Bölgenin son yıllarda kaydettiği büyüme hızı Türkiye ortalama ile birlikte aynı olmakla beraber nüfusun azalmakta olması nedeniyle kişi başına düşen gelir oranı Türkiye geneline göre daha yüksek çıkıyor" diye konuştu.
TR 83 Bölgelerinin rüzgar enerji potansiyelinden faydalanamadığının altını çizen Özden, "Enerji yönünden bakıldığında termik ve hidroelektrik enerjiye bağımlılığın ekolojik tahribatı büyütme riski taşıdığını söyleyebiliriz. Bu bölge hidroelektrik ve yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip bir bölgedir. Bölgede ağırlıklı olarak hidroelektrik santrallerle elektrik üretiliyor. Ancak bu bölge rüzgar enerjisi potansiyeline de sahip ama bundan yeterince faydalanmıyor. Bölgenin yine faydalanmadığı potansiyellerden birisi de turizmdir. Burası zengin bir tarih ve kültürel mirasa sahiptir. Her ilde 3'er tane olmak üzere 12 tane müzeye sahipler. Ama yıldan yıla müzeleri ziyaret eden turist sayısındaki dalgalanma, bölgenin turizm potansiyelinden yeterince faydalanamadığını görüyoruz. Ancak bölge son yıllarda bu açıdan bir gelişme kaydetmiş durumda. 2004 - 2011 yılları arasında turizm işletmeli belgeli konaklama tesisi, yatak kapasitesi Samsun'da neredeyse ikiye katlanmış durumdadır" şeklinde konuştu.
2013 yılı Ağustos ayında başlanan ve 24 ay sürecek olan proje bugüne kadar Trabzon, Rize, İstanbul ve Gaziantep illerinde gerçekleştirildi. Samsun'un ardından da gelecek ay Diyarbakır'da yapılacak.
Editör: TE Bilisim
