Çorum Barosu 2018 yılı Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Av. Ahmet Özdel, baroların bir ülkede adalet algısı ve yargısal faaliyet açısından öneminin büyük olduğunu kaydetti.

Ülkede yaşanan olaylar ve OHAL uygulamalarının güvenilmez olan yargıyı biraz daha tartışılır hale getirdiğini söyledi. Yaşanan olumsuzluklara baroların ve avukatların aldığı tutumun büyük önem taşıdığını anlatan Av. Ahmet Özdel, gerek TBB gerekse özelde baroların bu hukuk dışı tutum ve uygulamalara karşı demokrasi ve temel insan haklarının yanında bir tutum takınmadığının yaşanan bir gerçek olduğunu söyledi.

Çorumda yaşanan insan hakları ihlallerinin yanında avukat hakları ihlallerinin de yaşandığını anlatan Özdel, adliye binalarında avukatların/savunmanın hiçe sayıldığı bir tutumla karşı karşıya olunduğunu kaydetti. Avukatların tutuklandığı, gözaltına alındığı, yargılandığı bir çok dosya bulunduğunu söyleyen Özdel, bu süreçte avukat haklarının basit birer yasa maddesi gibi gösterildiğini dile getirdi. Av. Ahmet Özdel, “gerek yasa dışı örgüt üyeliği dosyaları gerekse diğer suçlar nedeniyle avukatların gördüğü muamele kabul edilebilir değildir. Bir çok hakim ve savcının tutuklandığı, meslekten uzaklaştırılıp avukatlık yapmaya zorlandığı bir gerçektir. Tüm bu gerçekler karşısında sağır ve dilsiz olmanın gereği yoktur. Kendi hakkını savunamayan, kendi meslektaşı için hukuk kurallarının uygulanmasını talep etmeyen bir meslek yok olmaya mahkumdur. Yüzlerce insan için kopyala yapıştır iddianame yazanlar, önüne gelen her şüpheliyi tutukladıktan sonra kendi tutuklananların tamamı yargıda birlik olunması gerektiğini savunanlardır. Yargıda birlik değil yargıda bağımsızlık temel hedef olmalıdır” dedi.

Arabuluculuk, uzlaştırmacılık gibi uygulamalarla avukatlık mesleğinin bitirilmek istendiğini belirten Av. Ahmet Özdel, arabuluculuğun avukatlığın alternatifi haline getirildiğini söyledi. Arabuluculuğun sermaye sınıfına hizmet ettiğini anlatan Özdel, arabuluculuğun işçiye ve avukata vuruculuk haline getirildiğini ifade etti.

Özdel, “ Arabuluculuk kurumu, özü itibariyle işçinin alacağının eksik ödenmesi ve avukatın iş davalarında gelir elde etmemesi üzerine kurgulanmıştır. Yoksa arabuluculuk neden tüketici hukuku, ticaret hukuku için değil de iş hukuku için zorunlu hale getirilsin.

Avukutların iş olanaklarının daralmasının yanına hakkın ve adaletin zedelenmesine neden olan arabuluculuk ve uzlaştırıcılık, avukatların karşı durması gereken kurumlardır” dedi.(Erkan BAYATLI)

Editör: TE Bilisim