İlçede koalisyon ve çözüm süreci ile ilgili merak edilenleri vatandaşlara aktaran MHP Milletvekili Adayı Prof. Dr. Vahit Doğan, “Davutoğlu bize hiçbir şekilde koalisyon teklifinde bulunmadı” dedi.
İlçe ziyaretine MHP İl Başkanı Bekir Çetin, MHP Milletvekili Adayı Prof. Dr. Vahit Doğan, Av. Aybüke Topçubaşı Ekici, Av. Muhsin Kocasaraç katıldı.
MHP İlçe Başkanı Harun Kiday ve partililer tarafından karşılanan MHP heyeti vatandaşın sorunlarını dinleyerek not aldı.
MHP Milletvekili Adayı Prof. Dr. Vahit Doğan konuşmasında , “Ne kadar televizyonlarda ve gazetelerde koalisyonun kurulmamasında Milliyetçi Hareket Partisi hatalıymış gibi söylenmiş olsa da gerçeğin öyle olmadığını bizler biliyoruz. Şunu söylemek lazım biz koalisyonu kurmamışsak biz hatalıysak Bülent Arınç neden koalisyonun kurulmaması hususunda kendilerinin hatalı olduğunu söylüyor. Abdullah Gül neden bunları söylüyor. Dolayısıyla koalisyonun kurulmamasında Milliyetçi Hareket Partisi’nin kabahati yok. Kaldı ki koalisyon görüşmeleri için o iki buçuk saat süren görüşmelerde Davutoğlu, bize hiçbir şekilde koalisyon teklifinde bulunmadı” ifadelerine yer verdi.

“HERKESİ SUÇLU İLAN ETTİLER”
MHP Milletvekili Adayı Prof. Dr. Vahit Doğan, çözüm süreci ile ilgili ise, “Bir çözüm süreci tutturdular sürecin ne olduğu bilinmiyor, buna rağmen de destek isteniyordu. İki yıl önce askerin operasyon yapma yetkisini valilerin iradesine bıraktılar. Valiler operasyon izni vermedi. 20 Temmuz’da Suruç Patlaması’ndan sonra Çözüm Süreci’ni de tanımadılar. Çözüm Süreci için kol kola girdiklerini de tanımadılar onlara hain dediler. En son yapılan açıklamayla valileri hain ilan ettiler. Sözde devlet terör örgütüne karşı operasyon yapılmasını istemiş de ama valiler müsaade etmemiş. Herkesi suçlu ilan ettiler” şeklinde konuştu.

“TERÖRÜ ÇÖZMEK İÇİN GÖREVLİ OLAN DEVLET,
TERÖRÜ LANET ETMEK İÇİN MİTİNG DÜZENLİYOR”
“Güney Doğu Anadolu’da görev yapanlara, askerlik yapanlara sorun. Gazetelerde yazılanlara bakmayın, orayı gözüyle görenleri dinleyin” diyen Doğan, “Jandarma Karakolu’nun karşısında, PKK’nın asker alma çadırı kurulmuş mu? Emniyetin karşısında PKK’nın emniyeti oluşturulmuş mu? Adliye’nin karşısında KCK’nın adliyesi oluşturulmuş mu? Orda görev yapanlar bunların birini veya bir kaçını görmüştür. Bunların oluşmasını sağlayan da devlet değilmiş, o bölgede terörle mücadele etmeyen valilermiş, kaymakamlarmış. Valileri birileri atamadı, onlar atadı. Devlet kavramını yerle bir edenler, en son terörü kınama mitingi düzenledi. Terörü çözmek için görevli olan devlet, terörü lanet etmek için miting düzenliyor. Çözüm makamında olan kurum kınayabilir mi? Böyle saçmalık olur mu? Dünyada benzer nitelikli terör olaylarının olduğu iki tane ülke vardır. İngiltere ve İspanya’dır. İspanya’da terör henüz bitmemiştir ama İspanya’nın terörü nasıl bitirdiği bellidir. Terörle mücadele edip belini kırarken, bir taraftan da insan hakları bağlamında bir takım şeyler vermiştir. Terörle mücadele ve terörün sona erdirmesi ile ilgili olarak uluslar arası alanda yaşanan gelişmeler bellidir. O gelişmelere uygun davranılmalıdır. Aksi halde terör örgütü şehirleri silah deposu haline getirir. Yetkili ağızların söylediğine göre 80 bin silah depolamışlar. Devlet olarak üzerine asfalt dökülen yola mayınlar döşenirken, kablolar döşenirken sen neredeydin? Problem olan her durumda hükümet başkalarını suçlu gösteriyor. Ya dış güçler suçlu, ya sermaye piyasası suçlu, ya faiz lobisi suçlu, ya paralel suçlu, ya da muhalefet suçlu. Kendisi ise sütten çıkmış ak kaşık sanki” şeklinde konuştu.

“GELİNEN NOKTA, BİZİM SÖYLEDİKLERİMİZİN
HAKLILIĞINI ORTAYA KOYUYOR”
Doğan, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Türkiye’nin karşılaştığı böyle bir ortamda biz dedik ki seçime gitmeyelim. 20 Temmuz’dan sonra seçime gitmenin büyük bir risk oluşturduğunu söyledik. Haberleri izlediğinizde belirli bölgelerde sandık güvenliği olmadığı için sandıkların taşınmasına karar verildi. Devletin görevi sandığın ve oy kullananların, sandık görevlisinin güvenliğini sağlamaktır. Güvenlik sağlanamıyorsa o zaman sen ne iş yapıyorsun? Biz 20 Temmuz sonrasında Türkiye’de seçimin olmasının ülke açısından çok büyük risk teşkil ettiğini söylediğimizde televizyonlara çıkıp bunlar seçimden korkuyorlar demiştin. Biz seçimden korkmayız, biz Türk Milliyetçileriyiz. Bizim için TBMM’de 50 milletvekilinin bulunması, 300 milletvekilinin bulunmasıyla hiç milletvekilinin bulunmaması arasında, ülkeye hizmet ve ülke menfaatlerini koruma kollama bakımından hiçbir fark yoktur. Bizim seçimden korkmamızı gerektiren hiçbir durum yok. Gelinen nokta, bizim söylediklerimizin haklılığını ortaya koyuyor.”
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim