Meslekte 50. yılımı yaşıyorum, ama yakınlarım ve çalışma arkadaşlarım, her sabah, mesleğe yeni adım atıyormuşçasına hevesle, şevk ve heyecanla işe başladığımı söylerler. İçimdeki aydınlık ve umut hiç sönmediği içindir bu. Her sabah taze bir başlangıçtır benim için. Kötülükleri ve çirkinlikleri yenip, iyilikleri ve güzellikleri egemen kılmak için, umutla, inançla yeni bir başlangıç fırsatıdır.

En son 30 Aralık 2019 günlü “Anadolu’nun otomotiv merkezi Çorum olsun” başlığı altındaki değerlendirmem, Çorumlulardan büyük destek gördü ve “yüreklendirici” sayısız mesaj, bu doğrultuda mücadele etme kararlılığımı güçlendirdi. Ama, inanmayan, “boşuna çaba” gibi gören bir kişi bile çıksa, üzülmekten kendimi alamıyorum. Ardından, geçmişte verdiğim nice “imkânsız” görülen mücadelenin olumlu sonuca ulaştığını hatırlayıp “negatif”i aklımdan siliyorum.

Çorum’u otomotiv sanayiinin Anadolu’daki merkezi olarak hayal ederken, hem “Çorum sevdam” var işin içinde, hem de “Çorum’un artıları”…Otomotiv üretimini Marmara Bölgesi’nden biraz da Anadolu’nun içlerine çekmenin stratejik gerekçeleri varsa -ki öyledir- en doğru seçim Çorum olacaktır. Varsayalım, çok uğraştık, olmadı, ne kaybederiz? Eğer elbirliği ile uğraşmış olsaydık, şimdiye kadar havalimanı yapılmış, demiryolu projesi çabuklaştırılmış olmaz mıydı?

Ben, bu memleketin evlâdı olarak “Büyük Çorum” hedefini önüme koymuşum, elimden gelen çabayı gösteriyorum. Göstermeye devam edeceğim. Yolumdan dönmeye hiç niyetim yok. Yalnızca şu geride bıraktığımız Aralık ayında yaptığım birkaç değerlendirmeyi kupür olarak tekrar verip, inanmayanlara, Diyojen’in Büyük İskender’e söylediği meşhur sözü hatırlatmak isterim: Gölge etme başka ihsan istemez!

Editör: TE Bilisim