Soma katliamının yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapan Yaşar, burada yitirilen madencileri saygıyla andıklarını vurguladı. Emperyalist güçler ve küresel sermayenin dili, dini, milliyeti ve imanı olmadığı gibi vicdanının da olmadığını kaydeden Yaşar, “Kapitalizm bu yeryüzünde varlığını devam ettirdiği sürece de bu tür kazalar beklenmedik şeyler olmayacak. Bunu durduracak olan işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele gücüdür. Haklarımızın alınmasının ve kanımızın akmasının durdurulmasının tek yolu sermaye ve işbirlikçi hükümete karşı birlikte ve kararlı bir mücadeleyi örgütlemektir” ifadesini kullandı.

Soma faciasının üçüncü yılında hala sorumluların cezalandırılmadığını söyleyen Yaşar sözlerini şöyle sürdürdü; “Soma’yı unutmadık ve asla unutturmayacağız. Cinayetten farksız olan ancak iktidarın “kaza” diyerek normalleştirmeye çalıştığı katliamın sorumlularından hesap sorulmasını defalarca istedik. İş cinayetlerine karşı Yatağan’dan başlattığımız “Emeğe Saygı Yürüyüşümüz”de de olduğu gibi gösterilen tepkiler AKP iktidarı tarafından çok sert şekilde bastırılmaya çalışıldı. Sorumlular, hesap vermek bir yana iktidar ve “ölüm madencinin fıtratında var” diyen dönemin Başbakan’ı tarafından korundu. AKP iktidarında Türkiye’de iş kazalarına bağlı işçi ölümlerinin artması, Soma ve Ermenek’te yaşananlar bir tesadüf değildir. Özelleştirmeler yoluyla işçilerin yedeklendiği, işsiz yığınlar yoluyla çalışanların tehdit edildiği bir dönemden geçiyoruz. İşçiler taşeronlaştırılıyor, iş güvenliği ve kadro güvencesi yok ediliyor.

İşsizlik ve yoksulluk, ülkemizi ucuz emek cennetine çevirmekte, ekmeğe ihtiyacı olan yurttaşlarımıza iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmadığı ortamlarda, güvencesiz, örgütsüz çalışmayı dayatmaktadır. Bu durum can kayıplarını da içeren ölümcül kazaları beraberinde getirmektedir. Tüm iş kollarında ama özellikle ağır ve tehlikeli işlerde taşeron işçilik uygulamasına bir an önce son vermek gerekmektedir. Türkiye ölümlü iş kazalarında El Salvador ve Cezayir’in ardından dünya üçüncüsü, Avrupa’da ise başı çekiyor. Yaşananlar göstermektedir ki, emperyalist güçlerin ve küresel sermayenin milliyeti, dini, imanı olmadığı gibi vicdanı da yoktur. Kapitalizm bu yeryüzünde varlığını devam ettirdiği sürece de bu tür kazalar beklenmedik şeyler olmayacak. Bunu durduracak olan işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele gücüdür. Haklarımızın alınmasının ve kanımızın akmasının durdurulmasının tek yolu sermaye ve işbirlikçi hükümete karşı birlikte ve kararlı bir mücadeleyi örgütlemektir”

İlhan Yaşar, Eğitim-İş olarak Soma başta olmak üzere tüm iş cinayetlerinde yaşamını kaybedenleri bir kez daha saygıyla anarak emeğin karşılığını aldığı, ağır çalışma koşulları, işçi kıyımları ve taşeronlaştırmanın son bulduğu hakça bir düzen için özgürlük mücadelesini yükseltmek gerektiğini sözlerine ekledi.

(Volkan SINAYUÇ)

Editör: TE Bilisim