Tüm milletimizi yasa boğan ve 301 canın hakka yürüdüğü Soma’da meydana gelen facianın üzerinden 3 yıl geçtiğini hatırlatan Ahmet Saatcı, Memur-Sen olarak başta Soma, Ermenek ve Siirt maden kazaları başta olmak üzere iş kazalarında hayatını kaybeden tüm emekçilere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır dilediklerini kaydetti.

Soma’daki kazanın üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen hala elim kazayla ilgili ihmali bulunanlara yönelik bir mahkeme kararının hala verilememiş olmasının suçluların da en ağır şekilde cezalandırılmamasının toplum vicdanını kanatmaya devam ettiğini söyleyen Saatcı, bu kararın biran önce verilmesi gerektiğini vurguladı.

Ülkemizde hemen hemen her gün meydana gelen iş kazalarında her yıl binleri bulan insanın hayatını kaybettiğini söyleyen Saatcı, “Bu olaylar bize İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’nun ve iş sağlığı güvenliği kültürünün önemini bir kez daha göstermektedir. İş sağlığı ve güvenliğinin organizasyon alanı çalışan, çalışma ortamı, çalışma şartları ve insana saygıdır. Bu alandaki eksiklikler, ihmaller, ertelemeler, yeterli yapılmayan teftişler ve zamanında gerçekleşmeyen devlet denetimi büyük iş kazalarına, asla arzu edilmeyen işçilerimizin hayatlarının kaybına neden olmaktadır. Güvencesiz, sendikasız çalıştırma biçimlerinde ve alt işveren uygulamalarında son yıllarda yaşanan hızlı artış, taşeronlaşmanın yaygınlaşması iş kazalarının bir başka nedeni olarak da karşımıza çıkmaktadır” dedi.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 5 yıl içinde 6 kez değiştirildiğini, sosyal taraflarla tartışılarak çıkarılan kanunun bu kadar sık değişmesini doğru bulmadıklarını, kamuda İSG profesyonellerinin çalıştırılması konusunda erteleme yaşandığını, ayrıca gerekli eğitimlerin verilmesi, İSG kurullarının oluşturularak risk analizlerinin yapılması, acil eylem planlarının hazırlanması gibi konularda da ortadan kalktı gibi bir algı oluştuğunu söyleyen Ahmet Saatcı, “Kamu kurumlarında iş sağlığı ve güvenliği konusunda, kamu hizmeti görme nitelikleri ve özel sektöre örnek olmak gibi önemli bir misyonu bulunmasına karşın kanunda kamu görevlileri ve kurumlarına ilişkin ayrıntılı bir düzenlemenin olmayışı ve sürekli bir ertelemenin söz konusu olması iş sağlığı ve güvenliği odaklı maliyet oluşturma kaygısını ortaya koymaktadır. Oysa kamu görevlileri iş sağlığı ve güvenliği sisteminin işlemesindeki en önemli aktördür. Çalışanların istihdamı noktasında kamu işyerleri en yoğun kitleyi temsil etmekte, kamu hizmetinden yararlananlarla birlikte hizmeti sunanların risk grubunu birlikte oluşturması bu önemi artırmaktadır. Yeni bir iş sağlığı ve güvenliği kültürü oluşturulmalı, gerekli ve yeterli önlemlerin alınması için ciddi mücadeleler verilmelidir. Memur-Sen olarak iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi amacıyla yeni bir iş sağlığı ve güvenliği kültürü oluşturulması için tüm ilgili kurumların ve tarafları işbirliği içinde çalışmaya davet ediyoruz. İşyeri denetimlerinin etkin hale getirilerek en caydırıcı ceza olan işin durdurulması, işyerinin kapatılmasının şartlarının genişletilerek ihlaller ile orantılı yaptırımların ivedilikle uygulanmasını istiyoruz” diye konuştu.

(Volkan SINAYUÇ)

Editör: TE Bilisim