Soma'da 301 maden işçisinin katledilmesinin birinci yılında Çorum’da KESK ve DİSK'in çağrısı ile anma yürüyüşü yapıldı. Yürüyüş sonrası yapılan açıklamada işçi ölümlerinin durdurulması için mücadele çağrısı yapıldı.
Soma'da 301 işçinin madende katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Çorum Emek ve Demokrasi güçleri, KESK ve DİSK'in çağrısı ile Eğitim Sen Şubesi önünde toplanarak Belediye önündeki Havuzlu Park’a kadar yürüdü.
Yaklaşık 200 kişinin katıldığı anma yürüyüşünde işçi ölümlerine ortaklık eden patronlara ve hükümete tepki gösterildi.
Toplanan kitle yürüyüş boyunca "Soma, Torunlar, Ermenek Sorumlusu Hükümet", "Soma'yı unutma, unutturma", "Maden işçisi onurumuzdur", "Taşeron çalışma yasaklansın" sloganları atıldı.
Kitle adına KESK Dönem Sözcüsü Nevzat Veldet, bir açıklama yaptı. Soma'da katledilen işçilerin hafızalarında olduğunu, katledilen madencileri unutmadıklarını ve affetmeyeceklerini ifade eden Veldet, "Soma'da 301 maden işçimizin ölmesi kaza değildir, kader değil, katliamdır. Ve bu katliamın gerçek sorumlusu ise kamuoyu önünde hala hesap vermemiştir. Her ay onlarca emekçi işçi cinayetlerinde yaşamını yitirmektedir” dedi.
Soma’da yaşananların kaza değil cinayet olduğunu belirten Veldet, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“ 301 maden emekçisinin ölümü kader değil katliamdır. Bu katliamın gerçek sorumluları ise hala kamuoyu önünde hesap vermemiştir. Ülkemizde Soma gibi bir facia yaşandıktan sonra dahi her ay onlarca emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam etmektedir.
Türkiye’de özellikle AKP iktidarı döneminde uygulanan politikalarla üretim; teknik bilgi ve alt yapı olarak yetersiz, deneyimi ve deneyimli uzmanı bulunmayan kişi ve şirketlere bırakılmıştır. Kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş cinayetlerinin Soma’da olduğu gibi katliama dönüşmesine neden olmuştur. Ülkemiz, iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Bu tablo AKP’nin iktidara gelmesiyle daha da vahim bir hal almıştır.
Bugün ülkemizde uygulanmakta olan neoliberal ekonomi politikaları sonucunda iş güvencesinin azalması, esnek çalışma biçimleri, çalışma koşullarının ağırlaşması; özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeronlaşmanın yaygınlaşması; sosyal güvenlik ve güvenceden yoksun kayıt dışı işçilik ve çocuk işçi çalıştırma, yasal düzenlemelerdeki yanlışlıklar iş cinayetlerinin başlıca nedenidir.
Burada altını bir kez daha çizmekte fayda görüyoruz. Emek-meslek örgütlerinin önerileri dikkate alınmadan hazırlanan “yama” tedbirlerle iş cinayetlerinin engellenmesi mümkün değildir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği için “Önce insan, önce sağlık, önce güvenlik” anlayışı taşımayan hiçbir düzenleme sorunlara çözüm getirmeyecek, iş cinayetlerini durduramayacaktır.
İş cinayetlerinin son bulması, ancak ve ancak işçilerin, emekçilerin ve tüm halkımızın kendilerini ilgilendiren tüm konularda söz, yetki ve karar hakkının olduğu eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye ile mümkündür.”
Yapılan anma yürüyüşüne Eğitim Sen, SES, BES, Tüm Bel-Sen, DİSK/Emekli-Sen, Emek Partisi, HDP yönetici ve milletvekili adayları Muharrem Özünel, Meliha Üşüdür, Hasibe Beyaz, BHH ve Halkevi temsilcileri ve üyeleri katıldı.
(Taner ŞİMŞEK)
Editör: TE Bilisim