Ülkede gerek kamu gerekse özel sektörde alın teri döken 1 milyondan fazla sağlık çalışanının; vatandaşların sıhhati, mutluluğu ve yaşam kalitesi standartlarını artırmak için gece gündüz çalıştığını ifade eden Saatcı, hemşiresinden doktoruna, teknikerinden hizmetlisine vefakâr sağlık çalışanlarının tamamının, vazifelerini büyük bir sorumluluk ve yüce bir kutsiyetle yerine getirdiklerini anlattı. Saatcı,"Sağlık çalışanları; olağan koşulların yanında savaş, afet, salgın hastalık gibi her türlü olağanüstü koşulda da canları pahasına insanımızın imdadına yetişerek, müşfik yardım ellerini uzatmaktadırlar. COVID-19 ile mücadele süreci bu durumun en güncel ve en bilinen örneğini oluşturmaktadır. Bu nedenle de tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanları öteden beri toplum nezdinde çok saygın bir yere sahiptirler. Bu hakikate rağmen, sağlık çalışanları, sözlü ve fiili şiddetin kurbanı olmaya devam etmektedirler. Yaygınlığı ve tehdit boyutu göz önüne alındığında, sağlıkta şiddetin kronik bir soruna dönüştüğü, tüm sağlık çalışanlarının ortak kanaatini oluşturmaktadır. Sorun o denli büyük ve yakıcı bir hal almış ki sağlık çalışanları hariç herkesin evine kapanmak mecburiyetinde kaldığı COVİD-19’la mücadele sürecinde dahi hızından bir şey kaybetmemiştir" dedi.

Sağlık-Sen olarak, Haziran ayında yaşanan ve kamuoyuna yansıyan sağlıkta şiddet olaylarını bir rapor haline getirdiklerin ifade eden Saatcı, Amaçlarının sorunun büyüklüğünü ortaya koyup, toplumun her bir ferdi nezdinde farkındalık oluşturmak olduğunu, farkındalık oluşturmanın yeterli olmadığını, kanun uygulayıcılarına da önemli sorumluluklar düştüğünün bilincinde olduklarını anlattı. Yasaların eksiksiz ve katı bir şekilde uygulanmasının caydırıcılık noktasında önemli bir işlev göreceğinin kesin olduğunu belirten Saatcı, Sağlıkta şiddet hususunda göz ardı edilmemesi gereken bir hususun da sağlık çalışanları üzerinden tüm toplumu hedef alması olduğunu dile getirdi.

Sonuç olarak; sağlıkta şiddetin mazereti olmadığı gibi küçüğü-büyüğü, hafifi-ağırı ya da sözlüsü fiilisinin de olamayacağını dile getiren Saatcı, “Şiddet şiddettir kınanmayı, üzerine gitmeyi ve yapanın yanına bırakmamayı gerektirir. Bunlar yeterince yapılmadığı için de sağlık çalışanlarına yönelik şiddet kapanmayan bir yara olarak varlığını sürdürmektedir. Bunun için de başta kamu olmak üzere toplumumuzun tüm fertlerine büyük görevler düşmektedir. Susmak, sessiz kalmak, görmezden gelmek, önemsememek bir anlamda şiddeti onaylamak anlamı taşıyacaktır ki bu durum geleceğimiz açısından çok daha büyük sorun demektir" dedi.

Sağlık-Sen olarak, şiddetle mücadelenin, yasal ve kurumsal mekanizmalardan önce, ahlaki ve vicdani zeminlerde kendine yer bulması gerektiği belirten Saatcı, Haziran ayına bakıldığında 16 şiddet olayının yaşandığının görüldüğünü, Bu olaylarda 19 saldırgan yer alırken, 27 sağlık çalışanının mağdur olduğunu, bu olayların; 8’i fiili, 5’i hem fiili hem sözlü, 2’si sözlü, 1’i de taciz şeklinde gerçekleştiğini söyledi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim