Yüksek Seçim Kurulu’nun bu tür çelişkili kararlarının hem demokratik ilkelere uygun olmadığı gibi hem de kendi içerisinde de tutarlı olmadığını vurgulayan Uslu, “Nitekim 2010 referandumunda “Darbelerin kararlarının demokrasinin aydınlığına evet” dediğim için billboardlardaki afişleri toplatma kararı vermiş ve daha önceki kendi kararına aykırı bir şekilde karar vermek suretiyle yani daha önce sendikaların bu tür faaliyetlerine karışmam diyen Yüksek Seçim Kurulu bu defa karışma ihtiyacı duymuş. Zanlının ya da suçlanması gereken mahkûm olması gereken kimliğine, kim olduğuna ve ne söylediğine bakarak karar veriliyor ise orada hukuktan, düşünce özgürlüğünden demokratik ilkelerden bahsetmek mümkün değil. Bence Yüksek Seçim Kurulunun bu yapısının devam etmeyeceğini bir siyasetçi olarak söylüyorum” şeklinde konuştu.
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim