Halide Edib Adıvar’ın torunu Ömer Sayar, alışkanlıkları ve karakteri hakkında bilgi verdi.
Kendisinin Halide Edib Adıvar’ın ilk eşi Salih Zeki’den olan ikinci çocuğu Hasan Hikmetullah’ın oğlu olduğunu belirten Ömer Sayar, her yıl 9 Ocak geldiğinde, Halide Edib'in hatırlanıp hatırlanmayacağını düşündüklerini ve çoğu kez de hatırlanmadığını belirterek, bu durumun Halide Edib'ten sonraki neslinde edebiyat, sanat, tarihle ilgili kimselerin çıkmamasından da kaynaklandığını ifade ederek, “Bunun nedenini, Halide Edib'in ilk eşi Salih Zeki'nin genlerinde buluyorum. Salih Zeki, 3 kere evlenmiş. İlk karısından boşandıktan sonra Halide Edib'le evlenmiş. Onunla evliyken, bir diğer hanımla evlenmek istemiş. Halide Edib, boşanmayı istediği için ondan ayrılmış ve üçüncü eşiyle evlenmiş. Bu evlenmelerden 5 erkek çocuk olmuş. Bu 5 erkek çocuğun tamamı ve onların ikinci nesil, yani çocuklarının hepsi, hep müsbet ilimlerle matematikle sayılarla ilgili insanlar, hiç sanatla ilgilenen çıkmamış. Öyle olunca da onun en azından edebi açıdan faaliyetini devam ettirecek bir akrabamız yok. Ben de aynı aile kuralının içinde mühendis oldum” dedi.
11 yaşından 24 yaşına kadar Halide Edib'le aynı evi paylaştığını ve Halide Edib'i insan yönüyle tanıdığını söyleyen Sayar, “Tarihteki yeri itibarıyla nasıl özelse özel hayatında da biraz değişikti. En baştaki özelliği de dominant oluşuydu. Mesela, bir çok ziyaretçi gelirdi, çoğu Adnan Adıvar'ın dostları. Evinde oturduğu bir koltuk, koltuğun önünde de bir sehpa vardı.Orada, şimdi bilgisayarlarda 'solitaire' dediğimiz oyunu iskambille oynardı, hiç düşürmezdi elinden. Bir yandan oynardı ama bir yandan da fikirlerini söylerdi. Hep kendi dediği olsun diye düşünürdü. Yüzü asıktı ama hissi biriydi. Mesela çok önemli birşey olduğu zaman, oğlu yani babam ABD'ye gitti, uzun süre kaldı. ABD'nin herhangi bir yerinde bir uçak düştüğü zaman 'Acaba oğlum içinde midir ' diye gözyaşı dökerdi” dedi. Halide Edib'in romanlarını yazarken hiç bir zaman dolmakalem kullanmadığını ifade eden Sayar, "Mürekkep hokkası kullanırdı. Eski Türkçe yazardı. Çok karışık yazardı mürekkepler dökülür filan. Bir başkasının tape etmesi mümkün değildi, okunaksızdı yazısı. Kendisi okuyarak, daktilo yazan birisine tape ettirirdi. Eski Türkçe'yi çok iyi bilen dahi Halide Edib'in yazısını okuyamaz" şeklinde konuştu.
(Taner ŞİMŞEK)
Editör: TE Bilisim