Dönem itibariyle savunmanın önünde önemli engellerin olduğu, baskılanmış savunma modeli yaratılmak istendiği savunulan bildirgede, şu görüşlere yer verildi:

“15 Temmuz sonrasında gelinen bu süreçte çıkarılan OHAL uygulamaları ve KHK’larla sürdürülen yönetim biçimi ve liyakat ilkesinin terki yargılamalarda maalesef adil yargılanma ilkesini zedelemektedir.

Dönem itibariyle adil yargılamanın olmazsa olmaz ilkelerinden kanunilik ilkesi, masumiyet karinesi gibi ilkelerden vazgeçilmiştir. Sorun şu ki adil yargılanma ilkesinin zedelenmesi ancak gerçek suçluların aklanmasına neden olacak, bu durum sadece ülkemizin ve milletimizin bekasını tehdit eden terör örgütlerinin işine yarayacaktır.

‘CMK ÜCRET TARİFESİ YENİDEN DÜZENLENMELİ’

Barolar olarak uzun zamandır bireylerin adalete erişimini kolaylaştırmak, adil yargılanmanın her bireyin ulaşacağı bir hak olmasını sağlamak amacıyla CMK Komisyonlarımız eliyle hizmet vermekteyiz.

Bu süreçte günlerce soruşturmalarda kalınmakta, aylarca da tutukluluk incelemeleri takip edilmekte buna rağmen insan onuru ile bağdaşmayacak düzeyde ücret ödenmektedir. Bu haliyle, ağır sorumluluk gerektiren bu hizmetin sürdürülmesi hak dengesini avukatlar aleyhine bozmuştur.

Bu dönemde özellikle FETO dosyaları nedeni ile soruşturmaların sık ve yoğun olması avukatlar açısından CMK hizmeti yükünün ve sorumluluğunu daha da arttırmıştır. CMK Ücret tarifesinde soruşturmanın kolluk kısmı ve Sulh Ceza Hâkimliğinde olan hizmetlerin ayrı ücretlendirilmesine rağmen, bir bütün kabul edilerek tarifede belirlenen Sulh Ceza Hakimliği sorgu ücretinin soruşturma ücreti içinde değerlendirilerek yok sayılmasına neden olan tek ücret uygulamasından vazgeçilmelidir.

CMK Ücret tarifesi mutlak surette mahkemelerdeki asgari ücret seviyesine çıkartılmalıdır.

Toplumun hemen hemen her kesiminin şiddet sarmalından nasibini aldığı bu dönemde avukatların da fiziki ve psikolojik şiddete maruz kaldıklarını üzülerek görmekteyiz.

Ülkemizde düzenli ve sürekli şekilde artış eğilimini gösteren şiddetin sebeplerini tespit ve ortadan kaldırılmasına yönelik etkin çalışmalar yürütülmeli, aynı zamanda avukatlara yönelen şiddetin sosyolojik, psikolojik, ekonomik boyutlarının incelenmek suretiyle kaynağına inilerek, gerekli tedbirler ivedilikle alınmalıdır.

Adalet Bakanlığı haklı haksız hemen her şikâyette avukat hakkında soruşturma izni vererek avukatın yargılanması ile ilgili süreci başlatıyor olmasına rağmen aynı hassasiyet ve hızın avukatlara karşı eylemde bulunan şüpheli ve sanıklara karşı gösterilmediğine de üzüntü ile tespit etmiş bulunuyoruz.

Bu anlamda avukatlar ile ilgili soruşturmalarda çok daha hassas davranılması bir zorunluluk haline gelmiştir.

Avukatlık Yasasının toplumdaki sorunları çözmeye yönelik vatandaşlarımız yararına alternatif çözüm yolu sunan Avukatlık Kanunu 35/A maddesinin etkin bir şekilde uygulanmasına hız ve etkinlik kazandırılmalıdır.

Bu yolun adaletin hızlı ve etkin kullanımında diğer ihtiyari alternatif çözüm yollarından daha hızlı daha ekonomik ve etkin olduğu da bilinmelidir.

Engelliler günün de Adalete erişimin önündeki engellerin aşılması dileği ile Barolar olarak kamuoyu ile paylaşmayı görev bilmekteyiz.”

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim