Sürecin getirdiği belirsiz ve kontrolsüzlük ders çalışmaya yönelik motivasyonlarını düşürdüğünü ve dolaylı olarak başarı oranlarının da azalmasına eden olduğunu anlatan Beyaz, çocukların ergenlik sürecine girdiği dönemin, hem kendisiyle hem çevreyle çatışma yaşadığı zor bir dönem olduğunu, okul çağında panik atakla ilgili ya da psikolojik destek alma gerekliliği hissedilen sınıf düzeyi maalesef sekizinci sınıfa indiğini dile getirdi.

Salgın sürecinin herkeste bir hiçlik duygusu yarattığına dikkat çeken Beyaz, Koronavirüs salgını ile birlikte hali hazırda çok stresli bir süreçte sınava hazırlanan gençlerin çalışma takvimlerini etkileyecek her türlü değişimden de olumsuz etkilendiklerini vurguladı. Motive olmanın, yaşama bağlanmanın ve umut etmenin zaten güçleştiği bu dönemde, duygu durumları hali hazırda zaten inişli çıkışlı olan gençlerin planlarındaki değişikliklerden daha çok etkilendiğini ve depresyona girebildiğini anlatan Beyaz, yaptığı planlamada bir anda elinden bir aylık süre alınan öğrencilerde çalışmalarını yetiştirememe kaygısının çok daha yoğun şekilde yaşandığını ifade etti.

Salgından zaten korku, kaygı ve belirsizliğe sürüklenen öğrencilerin sürekli sınav tarihi değişikliğinden kaynaklı çalışma motivasyonlarının tamamıyla alt üst olduğuna dikkat çeken Beyaz, “Süreç içerisinde üç farklı sınav tarihi belirlendi. Bu, öğrenci açısından güdülenme eksikliği ve motivasyon sönmesi gibi davranışları ortaya çıkaracaktır, stresi arttıracaktır. Konuları tekrar etmeye başlamış üst başarı düzeyindeki öğrencilerin planlarının bozulmasına neden olacaktır.

Uzaktan eğitim sürecinde özel okullar ve kamu okulları arasında, kamu okullarının olanak farklılıkları nedeniyle kendi arasında, kırsal kesimde yaşayan öğrencilerle kentlerde yaşayan öğrenciler arasında eğitime erişimde fırsat eşitsizliğine neden olan çok ciddi farklar olduğu görülmektedir.

Öğrencilerin, bu yıla mahsus olmak üzere, geçtiğimiz yıllara nazaran daha az müfredattan sorumlu tutulması, sınav sürelerinin değiştirilmesi, sınavlarda barajların düşürülmesi gibi önlemler yüzeysel önlemler olup, sınav kaygısını ve sağlık açısından bu süreçteki korkuları giderici önlemler değildir. Ailelerdeki esas kaygı çocuklarının sağlığının güvenliğidir.

Alınan kararlar eğitim adına değil ticaret adına alınmış bir karardır. Veliler arasında sınavın öne alınma sebebinin Turizm Bakanının baskısından kaynaklandığı düşünülüyor, kendi aralarında çok yoğun bir şekilde bu konuşuluyor. Kamuoyu ve özellikle sınava hazırlanan öğrencilerin itirazları talepleri göz ardı edilmektedir. Sınav kararının, turizm şirketlerinin kârı üzerinden alınmış bir karar olduğunu görüyoruz. Öğrencilerimizin geleceği turizm şirketlerinin kârının üzerindedir. Böyle bir karşılaştırılmaya gidilmesi bile akıl almaz bir durumdur."

MEB, sınav binalarına ulaşımı kolaylaştırmak için bu yıl ilk defa öğrencilerin kendi okullarında sınava gireceklerini duyurdu. Öğrencilere, velilere ve sınavda görevli tüm personele okul idaresi tarafından okul girişinde ellerine dezenfektan uygulaması yapılacak ve ücretsiz olarak maske dağıtımı yapılacak. Velilerin okul bahçesine girişleri de mümkün olmayacak.

Öğrenciler sınav esnasında maske takmak zorunda kalacaklar. Aileler sürekli 'Sosyal mesafeyi koru' diye uyarılarda bulunacaklar. O stres altında çocukların pandemiyle ilgili uyarıları dikkate alabileceğini asla düşünmüyoruz. Peki, bu şekilde yapılacak bir sınavda öğrencilerden gereken düzeyde bir başarı beklenebilir mi?

Eğitim Sen Çorum Şubesi olarak salgın tehlikesinin geçtiği bilim insanlarınca açıklanmadan herhangi bir sınav yapılmasının kabul edilemez olduğunu ve kamuoyunda bu kararın bilimsel veriler neticesinde alınmış bir karar olmadığına dair ciddi kaygılar görüldüğünü söylüyoruz. Sınav kararının salgın tehlikesinin geçtiği bilim insanlarınca açıklanana dek ertelenmesi gerektiğini savunuyoruz” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim