Hititler’in, inançlar konusunda diğer kavim, boy ve devletlere karşı hoşgörülü olduklarını, kadın-erkek eşitliğinin de insanlık tarihinde ilk olduğunu anlatan Mortan, çok kadınla evliliğin yasak oluşunun, köle haklarının, senato işlevi gören soylular meclisinin ve bundan kaynaklanan güçler ayrılığının da yine insanlık tarihinde ilkleri oluşturduğunu vurguladı. 
İnşaat tekniği olarak geliştirilen yöntemlerin de “ilk” olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Kenan Mortan, Hitit mutüfağına değinirken de, “Sadece tahıl değil, süt ve ürünlerini, eti ve her türden otu çeşitlendirerek kullandılar, bu da bir ilk oldu. 180 çeşit ekmek (ninda) içinde biralı ekmek, acılı ekmek, narlı ekmek ünlüydü” değerlendirmesini yaptı. 

HİTİTLER VE KADIN 
Prof.Dr. Kenan MORTAN 
Çorum‘un Boğazköy’ünde Kadeş adlı kadın örgütünün bir duvar afişi dikkatimi  çekti :
-Kadına Şiddet İnsanlık Suçudur! 
Biz de o sırada dostlarım İsmail Alapala ve Mehmet Yolyapar ile Turkey One Derneği ile Çorum İş Kadınları Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği ‘’Hitit Kadın Hükümdarı Puduhepa Etkinlikleri’’nin başarısını ve bunu topluma daha çok mal etmenin yollarını konuşuyorduk.
Puduhepa, MÖ 1289-1200 arasında yaşamış olan kadın hükümdar. Dünyada yazılı ilk anlaşma olarak geçen Kadeş Barış Anlaşması’nda kocası 3.Hattuşili ile birlikte ortak imza koymuş.  Yeryüzünde bunun bir başka örneğini anımsamıyorum.
Aslında Hititler, MÖ 1600-1178 arasında devlet olarak yaşamış, Anadolu’nun ilk merkezi devletini kurmuş ve  bir dizi ‘’ ilk’’ in, isim babası. 
Bunları siz dostlarımla bugün paylaşmak istiyorum.
Ama önce, bu uygarlıkların gün yüzüne çıkması için biteviye öncü bir mesai harcayan 2’si baba dostu (Ord.Prof.Sedat Alp ve Ord. Prof. Ekrem Akurgal) ve Prof. Dr. Nimet–Tahsin Özgüç çiftinin aziz anıları önünde  saygıyla eğiliyorum.  Atatürk’ün onları Avrupa’ya eğitime yollarken ‘’Sizi bir kıvılcım olarak gönderiyorum. Dönüşünüzde meşale olacaksınız ‘’ dediği kayıtlıdır, evet hepsi birer meşale idiler….        
*
Hititler, Anadolu’nun merkezi sistemle idare edilen ilk federal devletiydi.Gücünü Tanrı’dan alan kral,  başrahip, başkomutan ve başyargıçtı. Bu yönüyle  Hititler, monarşik bir devletti ve kralın yetkisi mutlak değildi. 
Federal düzen onları inançlar konusunda diğer kavim / boy ve devletlere karşı hoşgörülü kıldı ve bunun ayrı inaçları birleştirerek (senkretizm) ‘’1000 Tanrılı Din/İnanç Ülkesi‘’ olarak anıldılar. Yazılıkaya Tapınağı’nda tüm mitolojik tanrıları buluşturan bir ‘’panteon’’ içinde, 90’dan fazla tanrıça ve tanrı yaşadığına inanılıyordu.
Hititler’de kadın ve erkek resmen eşitti ve bu insanlık tarihinde bir ilk idi. Kraliçe,’’Tavanna  Yasası’’ gereği, eşi ölse bile, ölene dek ‘’ana kraliçe‘’ olarak kalıyordu. Çok kadınla evlilik (poligami) yasak idi ve  kardeş evliliği yasaktı. Köle hakları vardı ve özgür bir kadınla evlenebiliyorlardı. Bütün bunlar, Anadolu topraklarında bir ilk idi.
Pankus Meclisi (Soylular Kurulu) bir ‘’Senato’’ işlevi gören yeryüzünde bir ilk idi. Tartışmalı her konu burada ele alınıyordu, kralın etkileme hakkı yoktu. Bununla Hititler, Anadolu’da güç ayrılığına dayanan ilk meşruti krallık oluyordu.
Yerleşik düzende ‘’çorak’’ adı verilen malzemeyle  yaptıkları anıtsal  kerpiç  yapılar, dünyada bir ilk idi. Hititlerde demir izabe tekniği bir sanat oldu, ergitme yöntemi de bir ilk.Taş yontu sanatında uyguladıkları burgulama tekniği de ‘’sanıyorum demem gerek’’ bir ilk oldu. Bununla taş yontu sanatı gelişti, anıtsal yapıların bezenmesi sağlandı, bu iş için her türden çekiç kullanıldı. 
Mutfak kültüründe Hititler, Orta  Anadolu  coğrafyası ile iklimsel niteliklerini buluşturdu. Sadece tahıl değil, süt ve ürünlerini ve eti ve her türden otu çeşitlendirerek kullandılar, bu da bir ilk oldu. 180 çeşit ekmek (ninda) içinde biralı ekmek, acılı ekmek, narlı ekmek ünlüydü. Kıtlık zamanı için  ‘’tumati’’ denilen özel bir dayanıklı ekmek vardı.El ve taş  değirmen kullanıyorlar, ‘’silo’’ adını  verdikleri  tahıl depoları inşa ediyorlardı.  
Hititler etkin bir tarımın yanında, kaydedilenlerin aksine, ticaretden de zenginleşti. Bunun için  ticaret kavmi  Asurlulara Hattuşaş’da bir ticaret karumu ( kontuar ) kurdurmuşlardı. ‘’Tartmak ‘’ anlamına gelen ‘’Şekel‘’ adlı para birimleri  vardı. Sümer’lerden alındığı için bu para birimi bir ilk değildi.  Ama 12.5 gr’lık  gümüş çubukların fiyatı sabitti, bir nev’I ‘’ narh ‘’ vardı  ve örneğin 1 koyun 1 şekel ediyordu. Dr. Mahfi Eğilmez‘in çok isabetle   gözlediği gibi, bu   para birimi  Asur parası ile hemen aynı değerdeydi, kur istikrarı vardı, karaborsa ise hemen hiç yoktu. Para hacmi, bu metal paranın eşdeğeri olan gümüş miktarıyla sınırlıydı, Hitit’lerin egemen olduğu Anadolu topraklarında fiyat istikrarı  vardı, bu da tarihte bir ilk idi.           
Sabahleyin Boğazköy’de Kültür Bakanları’ndan Ertuğrul Günay’ın tutku derecesindeki takibiyle  Anadolu topraklarına yeniden kazandırdığı Boğazköy Sfenksi’ni görmenin heyecanıyla başlayıp, akşam gün batımına yakın son noktamız  Alacahöyük’ü ve müzesini ziyaret etmiş, ayrılıyorduk ki, bahçede yayılmış çokca dekoviller önünde  şu  yazılı levha dikkatimi çekti : 
-Bu vagonlar, Alacahöyük kazı çalışmalarının ilk yıllarında toprağın taşınması için kullanılmış olup, Atatürk’ün emriyle, 1936 yılında Bayındırlık Bakanlığınca hibe edilen 30 kazı aracıdır.  
*
Son söz ustamız Yaşar Kemal‘in: Dağın öte yüzü güneşe bakıyormuş çocuklar. De hadi davranın, Güneşle sohbetimiz var, Geç kalmayalım… 
*Hititler üstünde gezintiye devam etmek isteyen  dostlarım için Ekrem Akurgal hocanın ‘’ Anadolu Kültür Tarihi ‘’  ve  Dr. Mahfi Eğilmez‘in ‘’Anitta‘nın Laneti ‘’adlı eserlerini büyük bir keyfle  önermek istiyorum.
(km / gönderi tarihi : 2.07.2022)
 

Editör: TE Bilisim