Özellikle sıcak yaz günlerinde dereden aşırı derecede koku geldiğini ifade eden vatandaşlar; derenin biran önce ıslah edilmesi gerektiğini belirterek, yetkililerden yardım talebinde bulundu.
Pazartesi Pazarı’nda tezgâh açan esnaf ile alışverişe çıkan mahalle sakinlerinin ortak sorunu; “Melikgazi Deresi.” Kokudan dolayı pazardan ayağını kesen de var, burnunu tutarak alışveriş yapan da…
Konuya ilişkin görüşünü aldığımız vatandaşların bazıları dereye tuvalet bağlandığını iddia ederken, bazıları da kokuya, dereye dökülen sebze-meyve çürüklerinin neden olduğunu söylüyor.


Pazartesi Pazarı, Ulukavak Mahallesi'nde Osmancık Köprüsü ile İlim Yayma Kavşağı arasında kuruluyor.

“DERENİN ÜSTÜ KAPATILSIN”
Pazartesi ve Cuma günleri semt pazarlarında tezgâh açan ve Üyük Köyü’nde yetiştirdiği ürünleri satan Yaşar Taşkaya, özellikle sıcak yaz günlerinde Pazartesi Pazarı’nda kokudan duramadıklarını söyledi.
Pazar’da nerede bir boş alan bulursa orada tezgâh açtığını belirten Taşkaya; “Dereden uzak kalmaya çalışıyoruz ama nafile. Nereye gitsek koku bizi orada da buluyor. Derenin üstü kapatılsa esnaf da vatandaş da rahat eder. Hem pazarın alanı da büyük ölçüde genişler. Bizler de bu koku rezaletinden kurtuluruz” dedi.


Yaşar Taşkaya isimli vatandaş, derenin üstünün kapatılmasını istedi.

“ETRAFINA KORKULUK YAPILSIN”
Pazarcı esnafının sebze-meyve çürüklerini Melikgazi Deresi’ne boşalttığını ve pazardaki tuvalet giderinin dereye bağlanmış olabileceğini iddia eden Osman Bezmen isimli esnaf, “Dere aşırı derecede kokuyor, lağım fareleri içinde cirit atıyor. Tuvaletin gideri de sanırım buraya bağlanmış. Mağduriyetimizi defalarca dile getirdik. Fakat bir sonuç alamadık. Esnaf malını koruyamıyor, pazarda çadır açamıyor. Bir arkadaşımız dereye düştü, 3 ay yoğun bakımda tedavi gördü. Su aktığı sürece bu dereden koku eksik olmaz. En azından etrafına korkuluk yapılırsa, güvenlik sorunu yaşamayız” dedi.


Osman Bezmen (sağda), sebze-meyve çürüklerini Melikgazi Deresi’ne boşalttığını iddia etti.

“KOKUDAN DOLAYI MÜŞTERİ GELMEZ OLDU”
Melikgazi Deresi kenarına tezgâh açarak, kavun-karpuz satışı yapan Serkan Sarıoğlu, Serdar Can, Mustafa Özkader ve Memduh Ardıç; dereden gelen pis kokulardan dolayı vatandaşların pazardan ayağını çektiğini söyledi.
Serkan Sarıoğlu, “Derenin kokusu yetmiyormuş gibi bir de sineklerle mücadele ediyoruz. Müşteri de pazarcı da bu durumdan çok şikâyetçi. Burada ıslah çalışması yapılması gerekiyor. Belediye yetkililerinden biran önce önlem almalarını istiyoruz” dedi.
Derenin kirletilmesinde pazarcı esnafının da büyük kabahatinin olduğunu belirten Serdar Can da, “Esnafımız eline geçen sebze çürüklerini dereye atıyor, o da koku yapıyor. Bu konuda esnafımızın bilinçlenmesi lazım. Denetim mekanizmasının işlemesi de çok önemli” diye konuştu.
Pazarda sebze-meyvenin bol, fiyatların ise ucuz olduğunu ifade eden Mustafa Özkader ise, buna rağmen derenin durumundan dolayı pek müşteri gelmediğini söyledi.


Serkan Sarıoğlu, Serdar Can, Mustafa Özkader ve Memduh Ardıç, müşterilerinin azaldığını söyledi.

“KÖYLÜLER TAKSİ DURAĞINI İŞGAL ETTİ”
Pazartesi Pazarı’nın girişinde bulunan Karadeniz Taksi Durağı’nın şoförlerinden Arif Kılıç; pazardaki koku bir yana, en büyük sıkıntının trafik sorunu olduğunu söyledi.
Pazarda tezgâh açan köylü vatandaşların taksi durağını adeta işgal ettiğini belirten Kılıç, “Bizim alanımıza çadır açılıyor, pazarın giriş-çıkışlarına araç park ediliyor. Biz arabamızı park edecek yer bulamıyoruz. Acil bir durum olması halinde aracımızı nerden çıkartacağımızı şaşırıyoruz. İnsanları ikaz ettiğimizde de aramızda tartışma çıkıyor” dedi.
Belediye’ye yıllık bin 500 lira işgaliye ödediğini ifade eden Kılıç, “Aracımız onlarca kez hazar gördü. Artık canımıza tak etti. Belediye bize sahip çıksın, herkesin yeri yurdu belli olsun. Bizim tek derdimiz evimize ekmek götürmek. İnsanlarla kavga edip cezaevine mi düşelim?” diyerek yetkililerden yardım talebinde bulundu.


Arif Kılıç isimli taksi şoförü, pazardaki en büyük sıkıntının trafik sorunu olduğunu söyledi.

13 ÇOCUK İLE ÇORUM’DA HAYAT MÜCADELESİ
Eşi ve 13 çocuğunu yanına alarak memleketi Urfa’dan Çorum’a çalışmaya gelen Abid Üçdağ isimli vatandaş; kamyonun gölgesinde uzanmış, pul biber satarak ekmek parası kazanmaya çalışıyor.
Çorum Merkeze bağlı Çeşmeören Köyü’nde çadırda kaldıklarını, tarla-tapan işlerinde çalıştıklarını ve çok çaresiz durumda olduklarını ifade eden Abid Üçdağ, tek geçim kaynağının memleketinden getirdiği pul biber olduğunu söylüyor.
Üçdağ, “13 çocuğum var. En küçüğü 3 aylık, en büyüğü 23 yaşında. Çadırda kalıyor, nerede tarla-tapan işi varsa oraya gidiyoruz. İşin olmadığı günlerde de böyle pazara geliyoruz.
İş yok, maaş yok, para yok, toprağımız yok. Kısacası hiçbir şeyimiz yok. Urfa’da kaldığımız ev de kendimizin değildi. Ağanın gölgesi altında yaşıyorduk. Ne zaman ki ülkeye mülteciler geldi, topraklarımıza yerleşti; biz de kalktık Çorum’a geldik.
Çocuklarımın hiçbirini okula gönderemiyorum. Perişan durumdayız. Devlet Suriyelilere maaş veriyor, bizim çocuklarımız tarlada, çadırda yaşıyor. Bu adalet mi? Bu devlet bize bakmıyor, yardım istiyoruz, çaresiziz” diyor.


Pul biber ve isot satarak geçimini sağlayan Abid Üçdağ, yetkililerin yardım eli uzatmasını istedi.

(Onur MÜLAZIM)
Editör: TE Bilisim