Konu başlıklarının belirlenmesinden, tartışma materyallerinin seçimine kadar Bakanlığın hangi kriterlerle hareket ettiğinin, bu konu başlıklarıyla eğitimin hangi sorunlarına çözüm üretilmek istendiğinin dahi belli olmadığını belirten Öztürk, “Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından 29 Haziran 2016 Çarşamba günü, ilkokul, ortaokul ve liselerde görev yapan öğretmenlerimiz için tek gündemli ve tek kitaplı bir seminer başlığı belirlemiştir. Türk-İslam akımının önemli isimlerinden olan Nurettin Topçu’nun “Türkiye’nin Maarif Davası” adlı çalışması tüm Türkiye’de öğretmenlere dayatılmıştır” dedi.
Nurettin Topçu ve eseri olmak üzere, siyasal yelpazenin farklı yerlerinde duran, düşünceleri onaylanmasa dahi ırkçı, ayrımcı ve nefret dili kullanmamış her fikir insanı üzerine bu ülkenin eğitim emekçilerinin tartışma yürütebileceğini kaydeden Öztürk, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“ALEVİ İNANCINA HAKARET KABUL EDİLEMEZ”
“Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından tüm kademelerdeki okullara, öğretmenler tarafından seminer döneminde incelenmesi ve tartışılması için 32 kitap önerildi. Ancak ilk sıradaki kitap Nurettin Topçu imzalı “Türkiye'de Maarif Davası” kitabıdır. İlk olarak 1960 yılında yayınlanan söz konusu kitapta, mezhepçi ve cinsiyetçi bir eğitim savunulurken, kitapta farklı inançlara hakaretler de yer alıyor. Alevilik inancına “Çürümüş” diye hakaret ediliyor, liselerde karma eğitimin kaldırılması gerektiğini öneriyor. Topçu kitabında İslam aleminin “bozuk” Alevilik zihniyetiyle kemirildiği ve bir harabeye döndüğünü savunuyor. Kitapta farklı inançlara ilişkin ifadeler tam olarak şöyle; “... Tarikatları ise, asırların arasında ta kalbinden kemiren şerir kuvvet Alevilik olmuştur. Ve böyle bozuk bir zihniyete, kolayca ortak olan hayati hazlarla yüklü bir adap ve erkan silsilesi, tarikatları çürütmeğe kafi geldi. İslam alemi, bugün bu iki çürütülmüş zihniyetin harabesi halindedir.” Böylesi bir yaklaşım milyonlarca insanın inancına hakarettir. Bu hakareti, yok sayıcı ve ötekileştirici dili reddediyoruz. MEB eliyle bu çağdışı anlayışın okullara sokulmasını ise kınıyoruz.
“KARMA EĞİTİM AYRILMASI FİKRİ OKULLARA DAYATILAMAZ”
Kitap, kadınlara yönelik terbiye eğitimine ayrıca önem verilmesi gerektiğini iddia ederek şöyle diyor; “Kız ve erkek öğretiminin terbiyedeki hususiyetlerini ayrı ayrı belirtmek ve kızların terbiyesine şimdikinden daha büyük önem vermek gayesiyle, liselerde kız ve erkek öğretiminin ayrılması lazımdır.” diyor. Karma eğitimin olduğu okullarımızda, karma eğitim ayrılmalıdır diyen bir düşüncenin seminer konusu ve kitap olarak dayatılmasını asla kabul etmiyoruz. Bu kitabı dayatmanın hiçbir bilimsel gerekçesi yoktur.
Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki seminer çalışmaları, eğitim hizmetinin eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik ve laik biçimde örgütlenebilmesini dert edinmeli, eğitimin temel bileşeni olan öğretmenlerin iradeleri doğrultusunda belirlenmeli ve tek tipçilik dayatmalarından çıkarılmalıdır.”
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim