Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansta “Risale-i Nur’a Göre Hukukun Üstünlüğü ve Adalet Ekseninde Din-Devlet ve Cemaat İlişkileri.” ele alındı.

Bediüzzaman Said Nursi Anma Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen konferansı Yeni Asya Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yavuzyiğitoğlu, Yeni Asya İl Temsilcisi Mehmet Kovancı başta olmak üzere çok sayıda vatandaş katıldı.

Kur’an-ı Kerim Tilaveti ve açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen Yavuzyiğitoğlu, İstanbul’dan tüm Çorumlulara selam getirdiğini söyledi. Son yıllarda cemaatler kavramı etrafında din, devlet ve siyaset ilişkilerinin farklı bir boyut kazandığını dile getiren Ömer Yavuzyiğitoğlu, “Bilhassa son aylardaki gelişmeler nedeniyle cemaatlerin devlet ve siyasetle ilişkilerinin ya da devletin cemaatlere nasıl yaklaşması gerektiği soruları önem kazandı. Bu tür etkinlikler ile bu sorulara cevap arıyoruz. Bu tür programlar hukuk, adalet, insan hak ve özgürlükleri noktasında önü tıkanan ülkemize pusula olmayı amaçlıyoruz. Yeni Asya ailesi olarak böyle ulvi amaçlarla biraraya gelmekten son derece memnunuz. Bu yönüyle üstadımızdan aldığımız derse binaen, hakkı hatırını âli tutarak her platformda görüşlerimizi aktarmanın huzuru içindeyiz” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen Prof. Dr. Ahmet Battal ise Kur’an-ı Kerim’in dört esasından birinin adalet olduğunu belirterek en geniş kapsamlı ibadet olan namazın da adalet içinde yaşamak için farz olduğunu vurguladı. Yüce Allah’ın mutlak adil olduğunu söyleyerek Allah’ın zulmetmeyeceğini, zulmedenleri sevmediğini anlatan Battal, konuşmasında “Bediüzzaman’a Göre Adalet ve Hukuk Kavramı” üzerinde durdu.

Yeni Asya’nın Kur’an’ın çağdaş tefsiri olan Risale-i Nur’dan aldığı adalet dersini 48 yıldır bütün muzır manilere rağmen elinden geldiğince neşrettiğini, adaletin haklıya hakkını vermek olduğunu ve devleti devlet yapanın adalet olduğunu vurgulayan Battal, “En önemli hak hayat ve hürriyet hakkıdır. Haklının hakkını bu dünyada korumak ve vermek devletin vazifesidir. Adalet masumun hakkını korumayı gerektirir. Adalet suçluya cezasını vermektir. Bu da devletin vazifesidir. Ama suçluya ceza veriyim derken masumun hakkını gözardı etmek, adalet değil zulümdür. Mesela bazı padişahların kardeşlerini sırf bir ihtimal için öldürmesi de zulümdür. Zira masumu korumak suçluya ceza vermekten önce gelir. Savunma hakkı kutsaldır, suçluluğu kesinleşmedikçe kimseye ceza verilemez. Yardım ve yataklık gibi suçlarda suçun şahsiliği ön plana alınarak suçu işlememiş kardeşi dahi olsa cezalandırılamaz. Hiç kimse siyasi kanaatlerinden dolayı cezalandırılamaz. Devleti yönetenlerin düşüncelerine katılmamak da bir haktır ve suç sayılamaz. Aksi halde siyasi münafıklar çoğalır. Devlet vatandaşına din ve mezhep dayatamaz. Bunlar arasında fark ve öncelik gözetemez. Aksi halde kamu hizmetinde adaletli davranmamış olur” dedi.

(Volkan SINAYUÇ) 

Editör: TE Bilisim