17 Ağustos Depremi’nin ardından 17 yıl geçmiş olmasına rağmen acısının ve ülkemize verdiği olumsuz yansımaların hala sıcaklığını koruduğunu belirten Alkan, “Bu felâkete neden olan en önemli etken kurallara ve teknik koşullara uygun olmayan bina yapımıdır. Türkiye’de nüfusun yüzde 95’i deprem bölgelerinde yaşıyor. En büyük sorunlarımızdan biri de deprem bilincinin hala oluşturulmaması” dedi.
Geçmişte yaşanan bu tür felâketleri göz önünde bulundurarak olası depremin etkilerini en alt düzeye indirmenin günümüz imkânları dahilinde mümkün olduğunu kaydeden Alkan, bu bilinçten hareket ederek yapılan yeni binalarda proje aşamasından malzeme seçimine kadar büyük bir titizlikle çalışmaların yürütüldüğünü ve yapı denetiminde de yönetmeliklerin gerektirdiği doğrultuda denetimlerin yapıldığını söyledi.
İçerisinde 4588 kişinin eğitim göreceği İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2040 kişinin eğitim alacağı İlahiyat Fakültesi, spor müsabakaları yapılırken yaklaşık 1500 kişinin içinde bulunacağı spor salonu ve 3100 kişinin aynı anda yemek yiyeceği yemekhane inşaatlarında sadece kullanıma dönük gereksinimlerin dikkate alınmadığını belirten Alkan, “2. derece deprem kuşağında yer alan ilimizin bu özelliği çerçevesinde üniversitemizin inşaat projelerinde deprem gerçekliği de dikkate alındı” dedi.
Üniversitenin yapılarında kullanılan beton sınıfının C40 düzeyinde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Reha Metin Alkan, “Önemli olan laboratuvar test sonuçları değil, yerindeki betonun dayanımıdır. Bu amaçla üniversitemiz inşaatlarının yapı denetiminde, zaman zaman yerindeki dayanımları kontrol ediliyor ve projedeki dayanımı sağladığını görüyoruz. Üniversitemiz yapılarının ülkemizin en sağlam yapıları olduğunu söylemekten gurur duyuyoruz. Büyük kayıplar verdiğimiz 17 Ağustos depreminin 17. yılında bir daha böyle acılar yaşanmaması için her zaman çok iyi denetim gerekiyor.” diye konuştu.





(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim