“Havalar çok güzel diye seviniyor, sözde tadını çıkarıyoruz. Başımıza yaş, ayağımıza çamur değmiyor. Doğalgaz faturasının hesabını yapıp kâr hanesine yazıyoruz.

Bunların hiçbiri normal değil. Mevsimler değişiyor. İklim değişikliğinin ve etkilerinin çok yönlü olarak tartışılması ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor” ifadelerini kullanan Gül, önümüzde çok daha güncel ve öncelikli bir tehlikenin bulunduğunu söyledi.

Tarımsal kuraklığın kendileri için önemli olduğunu kaydeden Gül, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Bitkinin suya ihtiyaç hissettiği 3 dönem var. Bunlar tohumu toprağa attığınız an, bitki büyüyeceği zaman gövdesinin gelişmesi için, bir de ürün vereceği zamanki dönemdir. Buna tarımsal kuraklık diyoruz. Şu an itibariyle tarımsal kuraklık söz konusu değil. Bugün tarımsal kuraklık var diyemiyoruz. Ama meteorolojik kuraklık var. Bir yıl içinde uzun yıllar ortalamasıyla mukayese edildiğinde yağan yağış miktarı daha az. Şu an için yok ama endişe taşıyoruz.

Bu durum göz önüne alınarak çiftçimiz ilkbahar ekilişlerini şimdiden planlamalı. Bu konuda ilgililer de üreticiye A,B,C planıyla yön vermeli.

Kuraklık konusunda paniğe kapılmak için erken. Spekülatif haberlerle ülke tarımına zarar verilmemesi gerekir. Bu nedenle temkinli olmak ve verileri doğru değerlendirmek gerekiyor. Ancak ortada yaşanan bir gerçek de var. Sadece kuraklık baş gösterdiğinde değil kuraklık olmadığı zamanlarda da bu konuları çalışmak, önlemler almak gerekir.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim