İlk gündeme geldiği günden itibaren eğitimde 4+4+4 dayatmasına yönelik olarak siyasi iktidarın iki temel hedefinin olduğunu vurguladıklarını belirten Eğitim-Sen Çorum Şubesi’nin açıklamasında, “Bunlardan birincisi 4+4+4 düzenlemesinin asıl amacını oluşturan kamusal eğitimi zayıflatmak ve kamu kaynaklarını özel okullara aktararak özel öğretimi büyük ölçüde devlet desteği ile güçlendirmektir. İkinci temel hedef ise siyasi iktidarın eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik çizgisinde biçimlendirerek, “tek din, tek mezhep” anlayışı ve mezhep temelli “inanç istismarı” üzerinden eğitimi dinselleştirme uygulamalarını adım adım hayata geçirmektir.

MEB’in her yıl açıkladığı örgün eğitim istatistikleri, devlete ait ilkokul ve ortaokul sayısının belirgin bir şekilde azalırken, özel ilkokul, ortaokul ve lise sayısının ve bu okullara yönlendirilen öğrenci sayısının dikkat çekici bir şekilde artmaya başladığını göstermektedir” denildi.

Türkiye’de 2016/17 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle toplam 10.053 özel öğretim kurumunun bulunduğunun kaydedildiği açıklamada şu bilgilere yer verildi:

“4+4+4 öncesinde Türkiye’deki özel okulların (4 bin 664 adet) resmi okullara oranı yüzde 10’dur. Eğitimde 4+4+4 dayatması ile belirgin artış gösteren özel okulların resmi okullara oranı 2016/’17 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle yüzde 20’ye dayanmıştır. Sadece son beş yıl içinde gerçekleşen bu veriler bile MEB’in devlet okullarını kendi kaderine terk edip, özel okulları kamu kaynakları ile desteklemesinin en somut sonucudur.

Eğitimde 4+4+4 dayatmasının sonrasında yıllar içinde devlet okullarının sayısı belirgin bir şekilde azalırken her fırsatta kamu kaynakları ile desteklenen, çeşitli muafiyet ve istisnalar ile açılması teşvik edilen özel ilkokul ve ortaokul sayılarındaki artış sürmüştür. Eğitimde 4+4+4 uygulamasının başlamasından bu yana devlete ait ilkokul sayısının yaklaşık 4 bin azalmış olması dikkat çekicidir. Aynı dönemde devlet okullarına giden öğrenci sayısındaki azalış ilkokulda 668 bin, ortaokulda ise 336 bini bulmuştur.

2016/’17 eğitim öğretim yılında özellikle özel okul sayılarındaki sınırlı gerilemenin nedeni 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında 1.017 özel okul MEB’e devredilmesidir. Ayrıca kapatılan özel okullarda çalışan 24 bin öğretmenin çalışma lisansı iptal edilmiştir. Özel ilkokula giden öğrenci sayısı 15 Temmuz’un etkisiyle sadece 19 bin azalırken, ortaokulda kapanan okullara rağmen 10 bin artmıştır. Kapatılan özel okul sayısını da dikkate aldığımızda her fırsatta kamu kaynakları ile desteklenen özel okulların MEB’in gözde kurumları olmayı sürdürdükleri görülmektedir.

Benzer bir durumu özel ortaöğretimde de gözlemlemek mümkündür.

Hükümetin özel okulları teşvik politikası içinde özel ortaöğretim kurumlarının ayrı bir yeri bulunmaktadır. Dershanelerin özel okullara/temel liselere dönüştürülmesi süreci geçtiğimiz eğitim öğretim yılı içinde büyük ölçüde tamamlanmış ve özel ortaöğretim kurumlarının sayısı 2016-2017 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle tarihin en yüksek seviyesine çıkmıştır. Eğitimde 4+4+4 öncesinde Türkiye’de sadece 885 özel lise varken, son beş yıl içinde tamamen hükümet ve MEB işbirliğiyle özel lise sayısı yaklaşık 3 kat, özel liselere giden öğrenci sayısı ise 3,7 kat artmıştır.

2016-2017 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle özel okula dönüşen eğitim kurumu sayısı ise 1.472 olmuştur. Eğitimde 4+4+4 uygulaması sonrasında devlet okullardan yaşanan ticarileştirme, özellikle eğitimi dinselleştirme uygulamalarının da doğrudan etkisiyle özel okul sayısı 10 kat, özel okula giden öğrenci sayısı ise tam 12 kat artmıştır.

Velilerin çocuklarını özel okullara yöneltmesinde devlet okullarının 4+4+4 nedeniyle yaşadığı tahribatın, özellikle devlet okullarında yaygınlaşan yoğun dinselleşme pratiklerinin belirleyici olduğunu belirtmek gerekir. Zorunlu-seçmeli din dersleri, aşırı kalabalık sınıflar, öğretmen yetersizliği, fiziki koşullar gibi pek çok neden birçok velinin özel okullara yönelmesini beraberinde getirmiştir.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim