Umut Radyo Genel Yayın Yönetmeni Meltem Danışman Çınar’la birlikte hazırlayıp sundukları “Çorum Güncesi” programında, Belediye’nin Kadeş Meydanı’nda açtığı sosyal tesisle ilgili soruyu yanıtlayan Mehmet Yolyapar, engellilerin de kolaylıkla yararlanabildikleri sosyal tesisin isabetli olduğunu vurgularken,  meydana yapılan iki binanın dış cephe kaplamasının “çirkin” olduğu görüşünü de bir kez daha tekrarladı. 

BURASI PARK DEĞİL MEYDAN
Çorumlulardan gelen meydanla ilgili şikayetlere de değinen Yolyapar, “Bazı hemşehrilerimiz, buraya ağaç ve bitki, çiçek dikilmesi gerektiğini düşünüyor. Oysa, burası park değil meydan. Taşınabilir bazı ağaç ve çiçekler koyarak, Belediye doğru olanı yaptı. Gerektiğinde bunlar taşınıyor ve meydan çok amaçlı olarak değerlendirilebiliyor. Leblebi tablosunu beğenmediğimi, daha doğrusu Çorum leblebisinin o güzel görünümünü yansıtmadığını daha önce de söylemiştim. Bazı başka düzenlemeler de yapılabilir, ama meydan özelliğini herkesin dikkate alması gerekir.” dedi. 

KÜLCÜ VE AŞGIN’A TEŞEKKÜR
Mehmet Yolyapar, konuya ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü: “ÇORUM HABER olarak Şeker Fabrikası’nın kuruluşuna, Çorum-Ankara bölünmüş yolunun ihale edilmesine kamuoyu oluşturarak öncülük ettik. Hitit Üniversitesi’nin, Obruk Barajı’nın, daha nice sosyo-ekonomik-kültürel yatırım ve hizmetin mücadelesini verdik. Demiryolu ve havalimanı talebinin bayraktarlığını yapmaya devam ediyoruz. Kadeş Meydanı için de çok uğraştık. ‘Çocuklarımıza, torunlarımıza bırakabileceğimiz en önemli miraslardan biri olacağını’ yazdık. Dönemin Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, bizim görüşümüze katıldı ve bu meydanı açtı. Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın da, yine bizim önerimiz doğrultusunda buraya Kadeş Barış Meydanı gibi çok güzel bir ismin verilmesini sağladı. Çorumlu hemşehrilerim, lütfen bunları unutmasınlar ve daha önce caddede yapılan tören ve gösterilerin derli-toplu burada yapılıyor olmasının değerini bilsinler.”

HÖŞGÖRÜYÜ İSTİSMAR ETMEMEK GEREKİR
Baraj havzasındaki kaçak yapıların yıkımı ile ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine de Yolyapar, şu ifadeleri kullandı: “Önce bir noktayı düzeltmem gerek. Çomar Deresi üzerine kurulan barajın DSİ’deki proje adı ‘Çorum Barajı’dır. Halkımız Çomar Barajı diyorsa da, bizim gazeteci olarak doğru ismini kullanmamız gerekir. Çorum Barajı, kentin en yakınındaki göldür ve su hasreti çeken Çorumlular için çok önemlidir. Yenihayat ve Hatap barajlarından sonra kente su alınması ihtiyacı kalmayınca, rekreasyon alanı olarak öngörülmüştür. Ama, içmesuyu sıkıntısı artınca, son zamanda yine su alınmak zorunda kalınmıştır.”
“Barajın çevresinde çok sayıda villa ya da bağ evi şeklinde yapılaşma, gölün yarattığı cazibe nedeniyle adeta kaçınılmaz olmuştur. Elbette yapılaşmanın, imara uygun olması gerekir. Hele de bu yıkılan yapılar, ayağınızı uzatsanız göle değecekmişsiniz gibi aşırı yakınlaşmış olmaları nedeniyle, Çorumlular tarafından da hoş karşılanmamıştır. Bir takım sosyal ve toplumsal gerçeklikler, bir nebze hoşgörüyü zorunlu kılabiliyor, ama iyi niyeti de fazlaca istismar etmemek gerekir.”

SOSYAL DEMOKRATLARIN SORUMLULUĞU BÜYÜK
Meltem Danışman Çınar, Yolyapar’a, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka’nın Çorum’da katıldığı etkinliklerle ilgili değerlendirmesini de sordu. Mehmet Yolyapar, Nazlıaka yanında diğer bazı parti yöneticilerinin de zaman zaman Çorum’a geldiklerini, ayrıca il yönetiminin de aktif şekilde halka dokunmaya çalıştığını anlatarak, “CHP, Millet İttifakı’nın ve 6’lı Masa’nın lokomotifidir. Demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla tesis edilebilmesi adına çok önemli bir görevi omuzlamıştır. Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki özverisini ve stratejik başarısını hiç kimse inkâr edemez. Bu nedenle, Çorumlu sosyal demokratların da sorumluluğu çok büyüktür. Ne var ki, sosyal demokratlar bireysel özgürlüklerine fazla düşkündürler. Kimse alınmasın ama, herkes her şeyi çok iyi bilir. O yüzden, birlikteliği sağlamak her zaman kolay olmayabiliyor. İşte bu noktada, herkesin tarihsel sorumluluğunu ve dayanışmanın önemini hatırlamasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu. 

KADINLARLA BARIŞ, KÜLTÜR VE SANAT KENTİ…
Belediye’nin çıkarmaya başladığı “İlvanlım” isimli kadın dergisini çok değerli bulduğunu da ifade eden Yolyapar, Hitit gibi bir uygarlık hazinesine ve çok zengin bir halk kültürü birikimine sahip olan Çorum’un, özellikle de kadınların çabalarıyla “barış, kültür ve sanat kenti” olma yolunda ileri adımlar atacağına inandığını, İş Kadınları Derneği’nin “Puduhepa” etkinliğinin de tarihsel bir önem taşıdığını söyledi. Yolyapar, “Bu topraklar, barışın, kadın-erkek eşitliğinin ve inançlara saygının ana vatanıdır. İnsanlığın bu üç temel değeri ile Çorum’u dünyanın kültür kentlerinden biri haline getirebiliriz. Yeter ki hemşehrilerim buna inansınlar.” ifadesini kullandı. 

DÜNYA HİTİT GÜNÜ, NİTELİKLİ BİR ETKİNLİK
Gazeteci Yolyapar, Turizm Haftası etkinlikleri ve Dünya Hitit Günü ile ilgili değerlendirmesinde ise, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bazı büyük kentlerde Çorumluların birlik ve dayanışma amacıyla kurdukları çok sayıda sivil toplum kuruluşu bulunduğunu hatırlatarak, hepsinin çabalarını değerli bulduğunu, ancak Alper Bilan başkanlığındaki Vakıf 19’un daha nitelikli etkinliklere imza attığını, Dünya Hitit Günü etkinlikleri ile de Hititler’in Ankara okullarında tanınır hale geldiğini kaydetti. 

KÖY ENSTİTÜLERİ BOĞULMASAYDI…
Meltem Danışman Çınar, 17 Nisan’da Köy Enstitülerinin 82.yıldönümünün kutlandığını hatırlatarak, “Her 17 Nisan’da Müslüm Tunaboylu hocamızla program yapardık. Geleneği yine bozmadık, rahmetli hocamızın konuşmasını banttan verdik” dedi. Mehmet Yolyapar da, uzun yıllar mesai arkadaşlığı yaptığı Müslüm Tunaboylu’yu rahmetle, saygıyla andığını belirterek, kendisinin de her 17 Nisan’da Tunaboylu hocayı arayıp kutladığını dile getirdi. Yolyapar, “Köy Enstitüleri, zamanın toprak ağaları tarafından yok edildi. Ne yazık ki, bu yok ediş, CHP döneminde başladı, DP döneminde tamamlandı. Eğer, dünyada ses getiren bu model boğulmasaydı, Türkiye çok daha farklı bir yerde olabilirdi.” şeklinde konuştu. 

İDAMLAR TOPLUM VİCDANINDA YARA
Mehmet Yolyapar, 6 Mayıs’ın, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 50. yıldönümü olduğunun hatırlatılması üzerine de, Atatürk devrimcisi, yurtsever ve anti-emperyalist gençler olarak yola çıkan bu gençlerin, 12 Mart 1971 muhtırasının karanlık ortamında devlet tarafından katledilişlerinin, toplum vicdanında derin yaralar açtığını belirterek, “Aynen, Menderes ve iki arkadaşının idamı gibi, bu idamları da kabul edilemez buluyorum. Deniz’lerin ‘Bağımsız Türkiye’ ideallerinin ne kadar haklı olduğu, bugün daha iyi anlaşılıyor. Anıları önünde saygıyla eğiliyorum.” dedi.  

HACI BEKTAŞ, KARDEŞLİĞİN YOLU…
1 Mayıs’ın Çorum’da, yağmura rağmen yoğun katılımla ve demokratik bir olgunluk içinde kutlanmasını sevinçle karşıladığını belirten Mehmet Yolyapar, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi Kültür Merkezi için 22 Mayıs’ta temel atma töreni düzenleneceğinin hatırlatılması üzerine, “Hacı Bektaş Veli Vakfı’na verilecek destek, Çorum’un birlik, beraberlik ve kardeşliğine katkı anlamına gelecektir” sözünü tekrarladı.

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim