Siyonizm davasını 5000 seneden uzun zamandır sürdüren bir avuç imtiyazlı zümrenin, siyasi-ekonomik ve teknolojik gücü ellerine geçirdiğini ve bu güç sayede yüzyıllardır dünya olaylarına yön verdiklerini belirten Turgut, “Bu imtiyazlı zümre için kaos çıkarmak, ekonomik krizlerle insanlığı dize getirmek, savaşlar çıkararak kendileri dışındaki insanları birbirine kırdırmak, ülkeleri bölüp parçalamak, mezhepler ve ırklar arası çatışmalar çıkarmak bir ibadettir” dedi.

Yeryüzünün ifsat ordusu olarak da nitelendirebilecek bu zümrenin hedefinin siyasi-ekonomik-askeri-sosyal alanda mutlak dünya hâkimiyetine ulaşmak, kendileri dışındaki tüm insanlığı kendilerine köle yapmak olduğunu anlatan Emre Turgut, bu köleliğin tam manasıyla gerçekleşebilmesi için, başta İngiltere’deki Tavistock Enstitüsü’nde olmak üzere pek çok koldan “Zihin kontrolü” üzerinde çalışmalar ve deneyler yapıldığını, ancak bu noktaya ulaşmadan, kendilerinin birkaç milyonluk nüfuslarıyla 7 milyar insanlığa hükmetmelerinin son derece zor olması nedeniyle, kendileri dışındaki çeşitli milletlerden ve dinlerden insanları kendi Siyonist davalarına hizmet ettirebilmek adına çeşitli örgütler kurduklarını, bu örgütlere diğer ırklardan insanların üye yapıldığını, yine aynı amaca matuf olarak, Protestanlık mezhebinin ortaya çıkarılarak, Hıristiyan Siyonistler yetiştirmek için Evanjelizm mezhebini kurduklarını dile getirdi.

Turgut, “Sonuç olarak laboratuvarlarda üretilen mikroskobik organizmalar (virüsler) geleceğin silahları olup, aynı anda milyonlarca, hatta milyarlarca insanı etkilemeleri ve hatta öldürmeleri söz konusudur. Bunlar COVID-19 örneğinde olduğu gibi, atom bombaları kadar etkili, çok daha düşük maliyetli ve en önemlisi de atom bombalarının aksine büyük ölçüde “faili meçhul” silahlardır.

Bütün bu özellikleri nedeniyle de, “imtiyazlı zümre”nin amaçlarına hizmet etme potansiyelleri çok yüksektir.

Özellikle; Türkiye’nin ve tüm İslam Âlemi’nin bu virüs krizinden dersler çıkararak, önleyici tedbirlerin geliştirilmesi için çalışmalar yapması çok büyük önem arz etmektedir. Geleceğin savaş konseptini oluşturan küresel boyuttaki Siyonist biyolojik savaş tehdidine karşı bundan böyle daha hazırlıklı ve bilinçli olmamız gereklidir” dedi.

Editör: TE Bilisim