KESK adına açıklamada bulunan Büro Emekçileri Sendikası (BES) Çorum Şube Başkanı Ertuğrul Alper, 4 Haziran 2018 tarihinde Bakanlar Kurulu’nda imzalanan ancak 24 Haziran seçimleri öncesi açıklanmayan 701 sayılı KHK ile ihraçlarda “kurum kanaati, sosyal medya paylaşımları, okul, emniyet” gibi kriterlerin temel kriterler olduğunun belgelendiğini bildirdi.

“Böylece hepimizin bildiği, pratikte yaşadığı yargı ve kolluk soruşturmalarının değil ihbarcılığa dayalı istihbarat bilgilerinin geçer akçe olduğu, hukuk devletinin en sıradan, en asgari ölçülerinden bile eser kalmadığı “devlet” belgeleri arasına girmiş oldu” diyen Alper, “Öyle ki, birbirine kişisel husumeti olanların, görevde yükselmesi önünde engel görülen kişilerin “kurum kanaati” adı altında ihraç edilmelerinin de mümkün hale geldiği bir devlet sistemi ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılmaktadır” ifadelerini kullandı.

“KURUM İDARECİLERİNİN TAMAMI YANDAŞ SENDİKANIN ÜYESİ”

Kurum/okul idarecilerinin neredeyse tamamına yakınının yandaş Konfederasyonla “iltisaklı” sendikaların üyeleri olmasının çok daha vahim ve kirli bir durumu gözler önüne serdiğini belirten Alper, açıklamasında şunları dile getirdi:

“Bu dönemin kurum ve okul yöneticileri ciddi zan altındadır. Bunu bizler değil hükümetin yayınladığı 701 sayılı KHK söylüyor. İftiranın adı kurum kanaati olmuştur. İftira, ihbar yasaların, soruşturmaların, yargının yerine konmuştur.

İhbarcılık Emniyet, okul ibareleri ile gizlenmeye çalışılsa da bizler gerçek nedeni biliyoruz. Sırf KESK üyesidir diye, sendikal eylem ve etkinliklere katıldıkları için binlerce arkadaşımız aslı astarı olmayan iftiralarla ihraç edilmişlerdir. Belgesi 701 sayılı KHK’dır.

Bizler er ya da geç ger döneceğiz, ancak iftira sahipleri, hukuksuz uygulamaların altına imza atanlar, sendikal ayrımcılığı onur/haysiyet cellatlığına kadar vardıranlar alınlarındaki kara leke ile kalacaklardır. Sadece KHK ile bizi hukuksuzca ihraç edenlerle değil iftiracılarla da yargı önünde hesaplaşacağız.

“İKTİDARIN DARBECİLERLE HESAPLAŞMA GİBİ BİR DERDİ YOK”

701 sayılı KHK ile bir kez daha görülmüştür ki siyasal iktidarın darbe ile darbecilerle hesaplaşma gibi bir derdi yoktur. Temel hedef tüm toplumu tek adam iktidarına biat eden kullara dönüştürmektir. İhraçlar aynı zamanda kadrolaşma ve yeni personel rejimini hayata geçirmenin aracı olarak kullanılmaktadır.

Yeni rejimde OHAL’de kullanılan yetkiler kalıcı hale getirilecektir. OHAL’in sadece adı kalkmış olacak, olağanüstü hal olağan hale getirilecektir. Böylece yeni rejim tüm kural ve kurumlarıyla oturtulacaktır.

Nitekim yeni rejimin ilk gününe işinden edilen ve geleceği karartılmak istenen aralarında 60’a yakın KESK’linin de olduğu toplam 18.632 kamu görevlisi ve taşeron düzen ve yandaş sermayeye kaynak aktarımı sonucu yaşanan Tekirdağ tren katliamı ile girilmiştir. Başlangıç nasıl olmuşsa sonrasının da öyle olacağını bilmek için herhangi bir öngörüye gerek yoktur.

“HUKUKUN EN TEMEL İLKELERİ AYAKLAR ALTINDA”

KESK olarak, hukukun en temel ilkelerini ayaklar altına alarak intikam hırsıyla KHK listelerini oluşturanların ve hazırlanmasına katkı sunanların peşini bırakmayacağız.

Nereden ya da kimden gelirse gelsin, örgütlü mücadelemizi hedef alan, her türlü yasa dışı girişim ve saldırıya rağmen, hukuki, fiili, meşru ve örgütlü mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.

İhraç edilen, açığa alınan tüm üyelerimiz tekrar görevlerine dönene kadar dayanışmayı daha da büyüterek mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz.

Tüm bu antidemokratik ihraç kararlarına, baskılara karşın bu ülkenin onurlu ve mücadeleci kamu emekçileri olarak boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Tüm kamu emekçilerini bir kez daha tüm baskılara rağmen onurlu mücadelesinden vazgeçmeyen KESK’e bağlı sendikalarımızda örgütlenmeye, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.” (Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim