Pandemide sendikal hak ihlallerinde bir azalma yaşanmadığını kaydeden Veldet, açıklamasında şunları dile getirdi:

“İktidarın sermayeyi esas alan salgın politikalarına karşı açıklama ve etkinlik yapan birçok üyemiz baskılarla, mobbing ve ayrımcılıkla karşılaşmıştır.

Örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü, seyahat hakkı, toplu eylem, gösteri ve toplantı hakkı gibi temel hak ve özgürlüklerin yanı sıra en temel vatandaşlık hakkı olan çalışma hakkı gasp edilmiştir.

Öte yandan eğitim görme hakları, bankaların hesap dahi açtırmak istememesi, çalışma ruhsatlarının ve diplomalarının kısıtlanması, sigorta şirketlerinin ihraç edilenlere ödeme yapmaması gibi baskılarla medeni kanundaki temel hakları gasp edilmiştir. Seçilen Belediye Başkan ve belediye meclis üyelerinin mazbatalarının verilmemesi, sendika yönetim kurullarına seçilen sendika üyelerine yönetici olamayacakları gerekçesiyle davalar açılması, oturdukları apartmanlarda yönetici dahi olamayacaklarına dair KHK hükmü vb uygulamalar ile seçme seçilme hakları ellerinden alınmıştır. Yüzbinlerce kişi fiilen vatandaşlıktan çıkarılmış, sosyal ölüme terk edilmek istenmiştir. Çok ileri düzeyde engelli raporu bulunanlardan engelli yakını aylığı başvurularının dahi “eşinin KHK’li olmasından dolayı” reddedilmesinin hukuken en ufak bir karşılığı olmadığı, büyük bir hınç, kin ve insanlık dışı intikamcı bir zihniyeti barındırdığı açıktır.

Dört bir yandan kuşatmaya dönüştürülen bu cezalandırma politikası nedeniyle insanlar yaşamlarını yitirmiş, ağır hastalıklara yakalanmış, tedavi olanağı dahi bulamamışlardır.

İhraç edilen bazı arkadaşlarımızın yaşamlarını yitirdikten sonra evlerine işe iade kararları gönderilmiştir! Onlarca ihraç kamu emekçisi yaşadıkları bu haksızlıklara dayanamayarak intihar etmiştir. Yaşananlar yargısız infazın başka bir türüdür ve buna yol açanların bir gün yargı önünde hesap vereceklerine inanıyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim