Turgut Özal İş Merkezi Belediye Konferans Salonu’nda önceki akşam düzenlenen söyleşiye “Kadının Fenni”, “Kadının Erki” ve “Kadının Derdi” isimli kitapların yazarı Aktivist Av. Feyza Altun konuşmacı olarak katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan etkinliği CHP İl Başkanı Hasan Eray Tüfekçi, Emek Partisi İl Başkanı Cafer Gökmen, CHP Merkez İlçe Başkanı İsmail Kalender, Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Çorum Barosu eski Başkanı Av. Altan Akpınar, CHP Çorum Belediye Başkan Adayı Özgür Kılıç, CHP İl, Merkez İlçe, Kadın ve Gençlik Kolları yönetici ve üyeleri büyük ilgi gösterdi.

CHP İl Kadın Kolları Başkanı Gülhan Eke, toplumun ana mayası olan kadınlara “hoşgeldiniz” diyerek konuşmasına başlarken, kadınsız bir toplumun ayakta durmasının ve varolmasının düşünülemez olduğunu, yıllar önce büyük bedellerle kurulan Cumhuriyette kadının yerinin yadsınamayacağını, kadınların hakları noktasında bugünlere gelmenin kolay olmadığını vurguladı.

Cumhuriyetin içinde bulunduğu şu anki durumunun içler acısı bir hal almak üzere olduğunu belirten Eke, “Biz analar, bacılar, sevgililer olarak yine ve yeniden varoluş mücadelesi veriyoruz. Bu mücadelede tüm kadınlar yerlerini almalıdır. Omuz omuza, yürek yüreğe, el ele mücadele etmeliyiz. Atatürk’ün kızları Gazi’den aldıkları özgürlükleri hakları teslim edecek mi? Bizler etmeyeceğimizi haykırmak için buradayız” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen ve ülke genelinde feminist fikirleri ile tanınan Aktivist Yazar Av. Feyza Altun “Güçlü Kadın Güçlü Toplum” konulu söyleşisine salondakileri ayağa kaldırarak ve İzmir Marşı’nı söyleterek selfie videosu çekerek başladı. Salondakilerin marşın ardından “Hak, Hukuk ve Adalet” diye bağırmalarını da isteyen Feyza Altun daha sonra konuşmasına başladı.

Dünyada kadınların durumu hakkında bilgi vererek toplumumuzda Cumhuriyet ile birlikte bir çok hak kazanan kadınların günümüzde evine itilmek isteyen bir sisteme ve ideolojiye karşı ortak mücadele vermesi gerektiğini söyleyen Av. Altun: “Biz aslında kadın erkek olmanın getirdiği bir takım hiyorarşik durumlarla mücadele ediyoruz. Biz aslında eşit olmak, fırsat eşitliğine sahip olmak istiyoruz. Feminizm erkek düşmanlığı değil. Kadınları ve kızları erkeklere hizmet etmek için kuruyoruz. Mesele hizmet etmeyi görev olarak görmektir. Rica bile etmiyorlar. Güçlü kadın artık lafta kalıyor. Bu ülkede kadın-erkek eşitliğine inanmadığını söyleyen siyasiler var. Sürekli biz bunları gündelik hayatta yaşıyoruz. Sırf kadın olduğu için trafikte taciz edilen kadınlar var. Bu kapitalist düzende elbette erkekler de eziliyorlar. Ama düşünün ki bir de kadınsınız.

Bu ülkede aile içi cinsel taciz istismar giderek artıyor. TBMM’de araştırma komisyonu kuruyorlar sabah bozuyorlar. Bu olaylar görülmesin, üstü kapatılsın istiyorlar. Güçlü bir topluma erişmek için kadını güçlendirmeliyiz. 6284 sayılı yasayı aile düşmanı gibi bir yasa olarak gösteriliyor. Kadınlar doğduğundan itibaren evlilik üzerine eğitiyorlar, çocuk bakımını üzerine yüklüyorlar. Kadınları güçlendirmeden fırsat eşitliği vermeden elindeki hakları almaya çalışıyorsunuz. Bugün kadınlara tanınmış tüm haklar ellerinden alınmak isteniyor.

Hukuk kuralları toplumu yansıtmak zorunda değil. Toplumun örf, adet ve gelenekleri ile çelişen hukuk kuralları yaşamaz. Ama doğru olmayan, geçmişten gelen kadını değersizleştiren gelenekleri de hukukun yaşatmaması gerekir. Bu konuda kanunlarda iyi gelişmeler yaşandı. 6284 sayılı kanun erkekleri de kollayan çok iyi bir kanun. Bir kadın öldürülüyor mahkeme katile kravat, elbise indirimi uyguluyor. Böyle bir indirimi asla kabul etmiyoruz. Kadın katiller hak ettikleri en ağır cezayı almalıdır. Toplumun kadına bakış açışını değiştirmesi gerekiyor. Korumacı cinsiyetçilik bile kadına yapılan iyilik değildir. Kadınlar okuyacak, mesleğini elde edecek ve böylece güçlenecektir. Hukukta kadın-erkek eşittir yazıyor ama kanun eşit uygulanmıyor. Görüşü, giyinişi ne olursa olsun sırf kadın olduğu için toplumda geri plana itilmeye çalışılıyoruz. Kadının evinin içine itilmesini amaçlayan bu sisteme karşı mücadelemizi birlikte sürdürmeliyiz” dedi.

Kadın cinayetlerine idam konusunda gelen soruyu da yanıtlayan Av. Feyza Altun, herkesin her an suç işleyebileceğini, kendisinin idama karşı olduğunu, cezaların insanı rehabilite edebilir olması gerektiğini ve cezaların iyileştirici kılınması gerektiğini sözlerine ekledi.

Söyleşi, Aktivist Yazar Altun’un kitaplarını imzalaması ile son buldu.

(Volkan SINAYUÇ)

Editör: TE Bilisim