Yaptığı yazılı açıklamada Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, Milli Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’ni açıkladığını belirten Gül, 16 yıllık AKP iktidarı sürecinde üzerinde en çok konuşulan, en fazla hedef belirlenen, ancak belirlenen hedeflerin büyük bölümünün gerçekleşmediği alanların başında eğitim alanı geldiğini belirtti.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından açıklanan Vizyon Belgesi’nde yer alan, zorunlu ders saat ve çeşitlerinin azaltılması, 5 yaş erken çocukluk eğitiminin zorunlu olması, yaz dönemi oyun temelli eğitim vb. gibi hiç kimsenin itiraz etmeyeceği olumlu ifadelerin yer aldığını kaydeden Gül,

2023 Vizyon Belgesi’nin satır aralarında yer alan ‘piyasa merkezli’ ve eğitimde yaşanan dinselleştirmeyi sürdürmeyi hedefleyen yaklaşım dikkate alındığında, eğitim politikalarına yönelik olarak yeni bir şeyin söylenmediği, geçmişte sürekli tekrarlanan hedeflerin geliştirilerek tekrarlandığının anlaşıldığını kaydetti.

EĞİTİMDE PİYASA MERKEZLİ ANLAYIŞ SÜRDÜRÜLECEK

Eğitimde uzun süredir yaşanan piyasalaştırma ve ticarileştirme vurgusunun ‘Vizyon Belgesi’nde net bir şekilde bir kez daha ifade edildiğini belirten Mustafa Gül, MEB’in özel öğretim kurumlarında bürokrasinin azaltılması, haksız rekabetin ortadan kaldırılması ve özel öğretim kurumları ile işbirliğinin güçleneceği mesajının, özel okullarının her açıdan kamu kaynaklarıyla desteklenmesi politikalarının sürdürüleceği anlamına geldiğini dile getirdi.

SINAV MERKEZLİ EĞİTİM SÜRÜYOR

Vizyon Belgesi’nde her ne kadar ‘sınavla öğrenci olan okul sayısının azaltılması’ hedef olarak belirtilmiş olsa da, sınav merkezli eğitim sistemini değiştirmek yönünde hiçbir somut önerinin yapılmadığını ifade eden Gül, bugüne kadar sınav sistemlerinde sürekli değişiklik yapılmasına rağmen sorunun özüne inilmediğini, sınav merkezli eğitim modelinin hiç tartışılmadığını ifade etti.

İMAM HATİP OKULLARINA ÖZEL UYGULAMALAR

Vizyon Belgesi’nde yıllardır iktidar tarafından özel olarak ilgilenilen imam hatip okulları ile ilgili açılan başlık ve atılacak adımlar, farklı okul türleri ve öğrenciler arasında yaratılan eşitsizliğin devam edeceğini açıkça gösterdiğini belirten KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Gül, bugüne kadar benimsenen okullaşma politikalarında, özellikle kademeler arası geçiş sürecinde çok sayıda öğrenci ve velinin itirazlarına rağmen, öğrencilerin imam hatip okullarına yönlendirilmesi yönündeki yaklaşım ve uygulamaların artarak süreceğini belirtti.

EĞİTİMDE GÜVENCESİZ İSTİHDAM POLİTİKALARINA DEVAM

Vizyon Belgesi’nde de yer alan ücretli öğretmenlerin ücretlerinin artırılması, sözleşmeli öğretmenlerin görev sürelerinin kısaltılması ifadelerinin olumlu adımlar olarak sunulduğunu dikkat çeken Gül, Belge’de sözleşmeli öğretmenlerin görev süresinin kısaltılması ile ilgili çalışma yapılacağı belirtilirken, Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında sözleşmeli öğretmenlerin görev sürelerini 4+2 yıldan 3+1 yıla indirileceğinin açıklandığını dile getirdi. Gül, “Oysa yapılması gereken, eğitimde, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik başta olmak üzere, her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesi, bütün öğretmenlerin ve yardımcı hizmetlilerin kadrolu olarak atanmasıdır.

Vizyon Belgesi’nde öğretmen alım sisteminde yaşanan sorunlara yönelik hiçbir somut ifade yer almamıştır. MEB’in resmi öğretmen açığını 117 bin olarak açıkladığı bir ortamda, ataması yapılmayan 400 bini aşkın öğretmenin atanma sorununun hiç gündeme getirilmemesi önemli bir eksiklik olarak dikkat çekmektedir” dedi.

Vizyon Belgesi’nde eğitim yöneticiliğine ilişkin olarak ‘liyakat’ vurgusunun yapılmasının önemli olmakla birlikte, pratik uygulamaya bakmak gerektiğini belirten Gül, bugüne kadar defalarca liyakat vurgusu yapıldığını ancak eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde büyük ölçüde sendikal ve siyasal torpil mekanizmasının işletildiğini ifade etti.

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU NASIL BİR İÇERİĞE SAHİP OLACAK?

Vizyon Belgesi’nde yer alan bir başka başlığın ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ çıkarılmasına yönelik olduğunu anlatan Gül, MEB’in eğitim emekçilerinin mesleki ve özlük haklarına yönelik olarak bugüne kadar benimsediği yaklaşım dikkate alındığında, çıkarılması düşünülen Meslek Kanunu’nun nasıl bir içerikte hazırlanacağı konusunda çok sayıda soru işareti bulunduğunu dile getirdi.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndan beklentilerin öğretmenlerin yetiştirilmesi, iş güvencesi, mesleğe alınması, ücretler, emeklilik, sağlık, öğretmenlik mesleğinin temel sorunlarını dikkate alan bir içerikte hazırlanması şeklinde olduğunu anlatan Gül, eğitim emekçileriyle, sendikalar ve alandaki meslek örgütleriyle herhangi bir diyalog kurmadan, bu konudaki talepleri dikkate almadan ‘masa başında’ hazırlanacak bir meslek kanununun daha baştan işlevsiz olmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

“Sonuç olarak Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından açıklanan Vizyon Belgesi’nin gerek eğitim sisteminin ihtiyacı olan çözüm odaklı politikalar, gerekse eğitim emekçilerinin beklentilerini karşıladığını söylemek mümkün değildir” diyen Gül, Milli Eğitim Bakanı tarafından açıklanan ve büyük bölümü vaat olmaktan öteye gitmeyen Vizyon Belgesi’nin eğitimin ve eğitim emekçilerinin temel sorunlarını kalıcı olarak çözmeyi hedefleyen bir yaklaşımla hazırlanmadığının görüldüğünü, Eğitim sisteminin ve eğitim emekçilerinin yaşadıkları sorunlara kalıcı çözümler üretilmesi ve Türkiye’de eğitimin hak ettiği noktaya taşınmasının ancak köklü değişikliklerle mümkün olabileceğini dile getirdi. Gül, açıklamasında şunları dile getirdi: “Eğitim sisteminde yapısal değişiklikler gerektiği açıktır. Okul öncesi eğitimden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine; sınıf mevcutlarından eğitimin laik ve bilimsel yönünün geliştirilmesine; derslik, okul, öğretmen açıklarından eğitimin genel bütçe içindeki payına kadar, eğitimin hemen her kademesinde köklü bir değişimi hedeflemeyen bir Vizyon Belgesi’nin kelime anlamında olduğu gibi sadece görüntüyü kurtarmaktan öte gitmeyeceği açıktır”(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim