Tamam. Adınız her ne ise; arkadaş, abi, amca, dayı, hala, teyze…

Adınız her ne ise ikna oldum.

İşçi halinden memnun…

Memurun yaşamı tıkırında.

Esnaf,

Eskiden görmediği parayı şimdilerde görüyor…

Köylü kökten “Kadıköylü” olmuş,

Ekmeden dikmeden geçinmeyi, bal-yağ ikilisinin içinde yüzmeyi öğrenmiş. İşsiz işsizliğinden mutlu, yanılıp da asgari ücretten iş bulabilen fazla gelen ücretin üstünü patrona vermek için mücadele halinde…

EL DİYOR, BENDE DİNLİYORUM;

Benim kör gözlerimi açandan da, memleketi bu hale getirenden de Allah bir milyon kere razı olsun. Tuttuğu altın, tutamadığını da tutunca bildiği hale getirsin diye dua ediyorum.

Buna rağmen ne hikmetse,

“Haydi geç oradan deyip, bana inanmıyorlar.

Anlayan beri gelsin birader.

Tıpkı Salamon gibi, bizde ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabiliyoruz!..

Daha önceleri iyi yönetilmiyoruz, bizi yönetenler gaflet, delalet, dilim varmıyor ama bazıları hıyanet içerisinde diye muhalefet ediyor idik.

Bu hükümete, geçinemiyoruz, yarınımızın garantisi yok, ana rahmine düşmüş cenin bile borçlu dedikçe kızıyorlardı bize…

Tamam ikna olduk siz haklıymışsınız birader dağ taş şose yol oldu…

Benzin-gaz sıkıntısı çekse de, en  yoksulumuz dahi Mersedes’e biniyor artık diyoruz,  dalga geçmeyin diyorlar.

Aslın da,

Yemin ederim dalga falan geçmiyoruz!..

Köylü, çiftçi pancar ekmeden  paramı alıyorum Allah razı olsun bu hükümetten diyebiliyorsa,

Siftah etmemiş esnaf bankalardan kimlik kartı ile kredi kullanabildiğine sevinebiliyorsa,

Oğlunu, kardeşini, torununu, yeğenini bu topraklar uğruna şehit vermiş asker yakınları “KÜRT açılımı” adı altında teröristlerin iyice şımartıp,

“Vereceğiz, elimiz de ne varsa vereceğiz” diyen siyasetçileri en büyük milliyetçi diye ayakta alkışlayabiliyorsa,  ben dünden alkışlıyorum.

Var mı bundan ötesi?

Duran namert…

DURMAK YOK YOLA DEVAM ARKADAŞ.

Her Gününüz Güzel Olsun.