Psikolojik Danışman Mahmut Yaser Mert, anne –babalık mesleğinin günün 24 saati aralıksız icra edilen bir meslek olduğunu, çocuğun mutluluğunun öncelikle anne babanın ve ailenin mutluluğuna bağlı olduğunu söyledi.
Yapılan bilimsel araştırma sonuçları hakkında bilgi veren Mert, kadınların % 96’sının eşiyle arasındaki iletişim yetersizliğinden şikâyetçi olduğunu, yetişkin bir kadının günlük ortalama 25 bin sözcük, erkeğin ise ortalama 10 bin sözcük kullandığını, erkeklerin ilişkilerindeki hemen her şeyi eşlerine oranla daha toz pembe görmekte olduklarını, kadınların “sözlü-sözsüz duygusal işaretleri anlama, ifade etme ve iletme” konusunda erkeklere göre daha usta olduğunu, erkeklerin ise “incinebilirlik, suçluluk, korku ve acıyla ilgili duygularını en aza indirmekte” becerili olduklarını ifade etti.
Mert, evli geçirilen bir ömre karşın, bekar geçirilen bir ömürde kalp krizi geçirme riskinin 10 kat daha fazla olduğunu, tüm boşanmaların %42’sinin evliliğin ilk 5 yılında gerçekleştiğini, sağlıklı ailenin dini ve ahlaki değerlere bağlılık, karşılıklı övgü ve takdir, birlikte zaman geçirme olarak üç temel özelliğinin olduğunu söyledi.
Değerli olma duygusunun, eşler arası iletişimle gelişebileceğini, emek, bilgi, sabırkararlılık ve tutarlılık ile kazanılabileceğini vurgulayan Mert, olumsuz aile yapısının değerli olma duygusu ile aşılabileceğini belirtti ve sunumunda şu ifadelere yer verdi:
"Olumsuz aile yapısı ve kötü iletişim çocukta çekingenlik, utangaçlık, içe kapanıklılık, umutsuzluk, karamsarlık, gerginlik gibi duygusal tepkilere yalan söyleme, kendine zarar verme, hırsızlık, saldırganlık, okul korkusu, yanlış arkadaş seçimi gibi davranışsal tepkilere, öğrenme güçlüğü, meraksızlık, isteksizlik, mücadeleden kaçma, başarısızlık gibi akademik tepkilere neden olmaktadır. Olumlu aile yapısında, sevgi, saygı ve güven ortamı vardır. Sevgiden yoksun çocukların büyümesi, yürümesi, konuşması gecikir ve zeka düzeyinde gerileme olur.
Sesiniz, sözünüz, gözünüz, vücudunuz ve tavrınız sevdiğinizi söylesin. Çünkü, yapılan araştırmalar iletişimde kelimelerin %7, ses tonunun %38 ve konuşma dışı görsel davranışların % 55 etkili olduğunu göstermektedir. Saygı, bir kimsenin düşüncelerine, sözlerine ve davranışlarına, toplum içindeki itibarına ve inanılırlığına, en önemlisi varlığına karşı duyulan bir histir. Saygının olmadığı bir aile ortamında büyüyen çocukların toplumsal kurallara uyma ile ilgili davranışlarında, sorunlar görülmektedir. Saygı, kontrol etmek, hükmetmek değil, kabullenmektir. Sadece benim dediklerim olur değil, farklı düşüncelere karşı müsamaha göstermek, başkalarını rahatsız etmekten çekinmek, kendi özümüzden verdiğimiz bir kayıp değil, karşılıklı değer kazandıran bir davranıştır.
Etkinliğin son bölümünde olaylara, videolara, dramlara yer verilerek, katılımcıların soruları cevaplandırıldı.
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim