Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik gözaltı operasyonundan duyduğu üzüntüyü ifade eden Türkeri, şu görüşleri dile getirdi:
“Otoriter-totaliter rejimlerde, hükümetler basını kontrol ederek araçsallaştırır. Kendi amaçları için kullanır. Bu gibi rejimlerde önemli olan halkın doğru bilgilendirilmesi ya da özgür bir tartışma ortamı yaratılması değildir. Önemli olan basın aracılığı ile halkın manipüle edilmesidir. Amaç, halkın sadece iktidarın doğrularını öğrenmesi, lidere hayranlık ve sadakat bağlarıyla bağlanması ve muhalefetin sesinin kısılmasıdır. Bu tür rejimlerde muhalif olmak zaten olumlu bir davranış değildir. Muhalefet etmek vatan hainliğinden farksızdır. O nedenle cezalandırılmalıdır. Tıpkı Cumhuriyet Gazetesi’nin 13 yazar ve yöneticisinin gözaltına alınması gibi.
Cumhuriyet Gazetesi tarihi boyunca darbelere karşı durmuş, bedel ödemiş, darbeciler tarafından kapatılmış bir gazetedir. Cumhuriyet Gazetesi kurulduğu günden itibaren demokrasi, özgürlük, barış, insan hakları, laiklik karşıtlarınca nasıl teslim alınamadıysa bu gün de nereden ve kimden gelirse gelsin her türlü baskıyla sonuna kadar mücadele edecek güçtedir. Hukuki hiçbir temeli olmadığı gibi akıl sınırlarını zorlar şekilde FETÖ’ye destek olmakla suçlanan gazete-gazetemiz hakkındaki iddianame çok değil, 3 gün içinde çökmüştür.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı HSYK Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanmış olan 2016/1 Esas numaralı iddianamede “39746” sicil numaralı İstanbul Cumhuriyet Savcısı Murat İnam, 28 numaralı şüphelidir. Savcı hakkında FETÖ/PDY terör örgütü nedeniyle cezalandırılması istemiyle ceza davası açılmıştır, sanıktır ve dava devam etmektedir. Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticileri hakkındaki soruşturmanın, aynı örgütün üyesi olduğu iddiasıyla yargılanan bir savcıya teslim edilmesi demek, bu soruşturmanın çökmesi demektir. Özgür basın susturulamaz.” (Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim
