İstanbul Vezneciler’de ve Mardin Midyat’ta meydana gelen terör saldırılarını kınayan Uslu, “Mübarek Ramazan ayında, İstanbul ve Mardin Midyat'taki menfur saldırıları gerçekleştirenleri şiddetle kınıyorum. Meydana gelen alçak terör saldırılarında şehit olan kardeşlerimize Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Terörle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Asla taviz vermeyeceğiz. Terörün milletimizi yıldırma, sindirme amacına hizmet edecek davranışlardan herkesin uzak durması gerektiği ve terörle karşısında kararlılığımızı her fırsatta ifade edeceğiz. Türkiye son 100 yılın içerisinde en sıkıntılı, en zor günlerinden birini yaşıyor. Yüzyıl öncesinin hesaplaşması şuanda gündemde. Yüzyıl öncesi hesaplaması dediğimizde önce aklımıza Birinci Dünya Savaşı’nda haritaların yeni baştan yapılması yeni devletçikler oluşturulması, nevzuhur milletler ve devletler ortaya çıkması söz konusu idi. Türkiye o dönemde maalesef Osmanlı İmparatorluğu’ndan Anadolu’ya sıkıştırılmış haritalar yeni baştan çizildiğinde de bizim milletimizin yok olacağı Orta Anadolu’da sıkıştırılacağı varsayılmıştı ama öyle olmadı. Hasta bir millet ayağa kalktı. Dünyaya meydan okur hale geldi. Etkinliği saygınlığı arttı. Bir taraftan dışarıdan Türkiye’yi güçsüzleştirmek, mecalsizleştirmek isteyenler, yüzyıllık hesabın halen kan davası gibi peşinde olanlar varken bir taraftan da içeriden gönüllü taşeronluk yapmak isteyenler var. Hem içeriden hem dışarıdan Türkiye’yi zayıflatmaya çalışıyorlar. Böyle bir noktada bizim daha çok birlik olmamız, iri olmamız, diri olmamız gerekiyor. İçimize tefrika sokmamız gerekiyor. Küçük, gündelik siyasi hesaplar, hevesler uğruna Türkiye’nin mecalsizleştirmesine çalışanlar var. Otopark mafyasının taciz ettiği bir ilçe başkanı sanki şu partili olduğu için dövülmüş gibi takdim ediliyor. Böyle bir ortamda herkesin daha soğukkanlı olması haksızlığa, zulme, yanlışa karşı herkesin itiraz etmesi gerekiyor. Ne yazık ki Türkiye’de şuanda devletimize karşı haksızlık yapılıyor. Devletimize karşı haksızlık yapanları desteklemeyenlere karşıda linç kampanyası sürdürülüyor. Oysa böyle bir ortamda olması gereken devlete, bayrağa, kendi değerlerimize sahip çıkmak olmalıdır” dedi.
Birlik ve beraberliği sağlamak için aynı tarihe sahip olmanın aynı dili kullanmanın yeterli olmadığını söyleyen Uslu, “Aynı değerleri, şuuru hissedip, yaşıyor olmak gerekir. Son zamanlarda değerlerimizde ve şuurumuzda bir azalma, eksilme, zayıflama hali var. Marka tutkunu bir nesil geldi. Değerlerin yerini markalara verdiler. Ne yazık ki bu nesil paylaşma yarışı yerine çoğaltma telaşı içerisinde. Belki ramazan ayı vesilesi ile kendimize gelmek, hatırlamak, değerlerimizi, tercihlerimizi sorgulamak ve yüzleşmek için iyi bir fırsat. Aynaya bakmak durumundayız. Hz. Mevlana’nın güzel bir sözü var; “Yüzünü görmek isteyen cama, özünü görmek isteyen can'a baksın” diyor. Bizim burada canlara bakmamız gerekiyor. Vicdanlı, diğergam olmak, ötekini düşünmek, derdiyle dertlenmek bunlar bizim asırlar boyu geliştirerek yaşattığımız özelliklerimizdir. Biz bunlarda uzaklaşıp günü birlik yaşamaya, günü birlik kazanımların peşinden koşmaya ve diğergam olmak yerine hotgam olamaya başladığımızdan beri başkasını düşünmez, derdiyle hemdert olmaz hale geldiğimizden beri maalesef kendi özünü unutmuş sadece sembollerle, simgelerle avunan, övünen kitle haline gelmişiz. Ne zamanki biz yeniden bir millet olma şuuruna ereriz tarihi okumak, anlamak, tarihte yaşananları yorumlamak konusunda aklımızla beraber bilgimizi, vicdanımızı ve duygularımızı birlikte kullanmayı öğrenebilirsek yeniden o kaybettiklerimize kavuşabiliriz. Kutadgu Bilig; “Çok dinle fakat az konuş. Sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle diyor” gerek günlük medyada gerekse sosyal medyada yayınlanan ergenlik sözlerini alıyoruz. Onu “bilgiymiş” ya da “veriymiş” gibi akıl, vicdan süzgecinden geçirmeden kullanmaya çalışıyoruz. Bu bizi sığ bir toplum haline getiriyor” şeklinde konuştu.
Uslu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dindar gençlikten kastının, ayıbı ve günahı, haramı ve helali bilen, ahlaklı, sorumlu bir nesil yetiştirmek olduğunu, İç-dış borcun, istihdamın, üretim sorununun çözülebileceğini ancak kültürel yozlaşmayı çözmenin bugünden yarına imkanının olmadığını söyledi. Uslu, “İnsanların kendi değerlerine dönerek ahlaklı, haramı, helali, ayıbı bilen bir nesil yetiştirmek en önemli ihtiyacımızdır. Türkiye’nin ahlaklı, şuurlu bir topluma ihtiyacı var. Onun yolu da dindar gençlikten geçmektedir” dedi.
Editör: TE Bilisim