Tüketicinin korunması ile ilgili kuralların sadece tüketiciyi değil, belli standartta ve kalitede mal ve hizmet üretimini hedeflediği için aynı zamanda üreticileri ve dolayısıyla ülke ekonomisini de koruduğunu kaydeden Yıldırım, “Mal ve hizmetlerin belli standartlarda ve kalitede üretilmeleri, onların uluslararası piyasalarda rekabet edebilmelerini sağlayacak, dolayısıyla ihracatın artmasına da katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

Tüketicilerin en fazla mağduriyet yaşadığı alanların başında bankacılık hizmetlerinden alınan ücret ve komisyonların geldiğini belirten Yıldırım, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Bankacılık işlemlerinde; faiz dışında hangi hizmetlerden ücret, komisyon ve masraf alınacağı hususu, Bakanlığımızın görüşü alınarak BDDK tarafından belirlenecektir. Yine bu kanuna dayanılarak hazırlanan ve 3 Ekim 2014 tarihinde yürürlüğe giren "Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmelik" gereği bankalar tarafından belirlenecek olan kredi tahsis ücreti, kullandırılan kredi anaparasının binde beşini geçemez. Kart çıkaran kuruluşlar tüketicilere yıllık üyelik aidatı ve benzeri isim altında ücret tahsil etmedikleri bir kredi kartı sunmak zorundadır.

Tüketici Hakem Heyetlerine yapılacak başvurularda uygulanan parasal sınırlar 1 Ocak 2019’dan itibaren geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında artırılarak1 Ocak 2019 itibariyle 6860 TL olan sınır 8480 TL’ye çıkarılmıştır. Böylece daha fazla sayıda tüketici şikâyetinin mahkemelere gitmeden çözümlenmesine imkân sağlanmaktadır. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için Tüketici Mahkemesine başvurulması zorunludur. Uyuşmazlığın tüketicinin lehine sonuçlanması durumunda tebligat ve bilirkişi ücretleri karşı tarafça karşılanacaktır. Aksi halde firmalar herhangi bir maliyete katlanmadıkları için, haklı olsa dâhi tüketicileri hakem heyetine başvuru yapmaya zorlamaktadırlar. Bu da hakem heyetine yapılan başvuruların sayısını artırmakta ve tüketicilerin hakkını aramaktan çekinmelerine sebebiyet vermektedir. Yeni Kanunla, tüketicilerin haklı olduğu durumlarda, hakem heyetinin yapmış olduğu tebligat ve bilirkişi masrafları firmalardan alınmaktadır.

Bu kanun, hepimizi ilgilendiriyor, hepimizin haklarını koruyor. Ancak tüketicinin etkin korunmasının sağlanması için sadece yasal zeminin hazırlanması yeterli değildir. Tüketicilerimizin hakları konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Hiç şüphesiz ki tüketicilerin korunmasının en iyi yolu, onları sahip oldukları yasal haklar konusunda bilinçlendirmek, haklarını aramaları konusunda teşvik etmek ve yönlendirmektir. “Bilinçli tüketici sağlıklı ekonominin temelidir” görüşünden hareketle, tüm vatandaşlarımızı haklarını aramaları konusunda daha duyarlı olmaya davet ediyorum.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim