Cıdık, “Avukatlık Kanunu’nda yapılacak değişikliklerin, avukatlık yemini gibi detaylardan, baro sisteminin değişmesine ve TBB Genel Kurulunun oluşturulmasına kadar birçok değişikliği içerdiğini, Bu değişikliklerin teknik tartışmaların yanında mesleki ve siyasi tartışmaları da beraberinde getirdiğini anlattı.

“Nispi temsil” sisteminin adil görünse de, üzerinde düşünülüp bölgeler ve barolar arasında adaletsizliğe yol açmayacak şekilde yapılandırılması gerektiğini anlatan Cıdık, özellikle bütün avukatları temsil eden TBB başkanının, delegeler tarafından değil, bütün Türkiye’deki avukatlar tarafından genel oyla seçilebilmesinin adalete uygun bir çözüm olabileceğini vurguladı.

Farklı barolar ya da birlikler kurulmasına izin verecek bir değişikliğin ise, meslek örgütlerinin tüm meslek sahiplerini kapsamasını öngören Anayasa’nın 135/1 maddesiyle çelişebileceği zira kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşların teşkilatlanmasında belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarının karşılanması ve meslekte birliğin sağlanmasının hedeflendiği mülahaza edildiğini anlatan Cıdık, “Görüşlere yakın meslek birlikleri veya barolar kurularak aynı mesleğin mensupları arasında oluşacak olan kırılma, mesleğin gerçek problemlerine çare bulmaktan uzakta, faydasız siyasi çatışmaları doğuracaktır. Çoklu Baro veya birlik sistemi, Türkiye’deki baroların da müştereken karşı oldukları bir düşüncedir. Avukatların Baroya kayıt olma mecburiyetinin kaldırılması veya aynı ilde farklı barolara aynı anda kaydolabilme gibi kanuni düzenlemelerin meslek standartlarını ve mesleki disiplin denetimini zayıflatacağı düşünülmektedir. Devlet desteği alan

Baro başkanlarının siyaset alanına giren açıklamalarda bulunması, en çok eleştirilen konu olmakla beraber çözümüne yönelik düzenleme getirilmesi en zor olan konudur.

Avukatlar Kanunu ve Baro sisteminde yapılması düşünülen böyle bir değişikliğin, bir kamu kurumuyla ortaya çıkan bir tartışma neticesinde küresel sıkıntıların yaşandığı bir dönemde meslek erbabı ve kamuoyunun müzakere masasından kaçırılarak alelacele gündeme alınması yasama prensipleri açısından doğru değildir. Avukatlık, Devletin taşıyıcı kolonu olan adalet sisteminin 3 sacayağından savunmayı temsil eder. Avukatların mesleki, örgütsel ve hiyerarşik bağımsızlıkları aynı zamanda savunma hakkının kutsallığı bakımından önemlidir. Her geçen gün mensubu katlanarak artan meslek sahasında çok daha derinlikli ve gerçek problemleri olan Avukatlığın, baro yönetimleri, temsil dengesi gibi meselelerin yanında bu problemlerinin de çalışılması ve mesleki konularda çözümler üretilmesi gerektiği ortadadır. Bütün bu problemler ortada dururken, siyasi dengeler gözetilerek meslek saygınlığının örselenmesi yanlış olup, meslek birliğinin ıslah edilmek yerine bu şekilde yıpratılmasının telafisi imkânsız olumsuzluklar yaratacağı düşünülmektedir. Yapılacak değişikliklerin Baroların çağrısında belirttiği gibi müzakere yöntemiyle ortak bir aklın ürünü olarak kanunlaştırılması hayati önem arz etmektedir” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim