Daha önce defalarca ifade edildiği gibi “Emperyalizmin toza dönüştürme stratejisi”nin tüm hızıyla devam ettiğini anlatan Yıldız, “İnsanlar öldürülüyor, yurtlarından ediliyor. Özellikle Suriye’de toprakları insanlardan arındırma politikası uygulanıyor. Milyonlarca insan ya katledildi ya da sürgüne tabi tutuldu. İdlib’de yaşanan da bu sürecin devamından ibarettir” dedi.

Dünyanın, özellikle batılı ülkelerin büyük bölümünün yaşanan sürece kör ve sağır olduğunu, onların tek korkularının kendi ülkelerine gelebilecek göçmenler olduğunu anlatan Yıldız, savaşın ilk yıllarından itibaren göç dalgasının doğrudan muhatabı olan ve şu an 4 milyondan fazla muhacire ev sahipliği yapan Türkiye’nin, bir taraftan mazluma kol kanat germeye çalışırken diğer taraftan zalime karşı mücadelesini sürdürdüğünü kaydetti.

Zalim rejimin Rusya’yı da arkasına alarak gerçekleştirdiği saldırıların, kimilerince terörle mücadeleye tahvil edilse de, bu kalleş saldırıların asıl amacının Suriye’yi insansızlaştırmak ve emperyalizmin baştan beri gerçekleştirmeye çalıştığı terör devleti projesini hayata geçirecek zemini oluşturmak olduğunu anlatan Yıldız, “Mehmetçiğin Suriye’deki varlığını sorgulayanların gizlediği hakikat de budur.

Biz içerideki ve dışarıdaki gri ve kara propagandalara aldırış etmeden;

Türkiye’nin, inancıyla şekillenmiş tarihi misyonu gereği hemen yanı başında uygulanmakta olan emperyalist stratejiye karşı kayıtsız kalmasının mümkün olmadığını, kimi reel politikacıların söyleminin aksine, kayıtsızlığın bilakis kendisi üzerinde de ameliyata izin vermek olduğunu hatırlatmak isteriz.

Memur-Sen ailesi olarak buradan hareketle; Emperyalizme karşı mücadele ederken sonsuzluk kervanına katılan 33 fidanımızı şükran ve rahmetle anıyor, şühedanın aileleri başta olmak üzere aziz milletimizin her bir ferdine başsağlığı, gazilerimize de acil şifalar diliyoruz” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim