8 Mart’ın ikincil bir cinsiyetin toplumdaki yerini bulma mücadelesi olmadığını kaydeden Semiz, “8 Mart toplumun yarısına ikincil muamelesi yapanlara utancını hatırlatma, cehaletlerini fark etmeleri için fırsat sunma günüdür” ifadelerini kullandı.

Didem Tokgöz Semiz, açıklamasının devamında şunları dile getirdi:

“Kendi gücümüzü ne zaman fark edeceğiz? Sadece kadın hakları gününde mi haklarımızı anlatacağız. Kendi yaşamımızdan başlamayacak mıyız düzeltmeye?

Türkiye de günde kaç çocuk, kaç kadın ölüyor hiç düşündünüz mü? Yan evinizdeki, kocası döven kadının çığlıklarına kaçınız sağırsınız?

Bundan yıllar önce bir fuhuş evinin yakılması olayı olmuştu. Ön saflarda ellerinde sopalarıyla bağrışanlar arkadaş ortamında oraya gidip yaptıklarını anlatan adamlardı. Kadın ölümlerinde sokağa çıkıldı mesela. Yine ön saflarda evde karısını döven adamlar vardı.

Ülkemizde milyonlarca kadın, kocası dövdükten sonra oluşan morlukları kapatmak için makyaj yapmayı öğrendi. Eve gelince “erkek!” kesilip dışarda duyar kasmayı bırakın artık.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim