Panele, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emre Güler, Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Emre Avcı, Dr. Öğr. Üyesi İsa Sarı başta olmak üzere; fakülte öğretim üyeleri ve öğrencileri ile çok sayıda dinleyici katıldı.

Tarih Bölümü öğretim üyesi Moderatör Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Kaya, açış konuşmasına Osmanlı Devleti’nin Avrupa içlerinden önce Tuna Nehri’nin gerisine, ardından da Anadolu topraklarına kadar süren geri çekilme sürecinde oluşan “Vatan” kavramının Çanakkale Savaşı’na etkilerine değindikten sonra Çanakkale Savaşı’nın Tarihsel Boyutunu anlatmak üzere sözü Tarih Bölümü öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Bakan’a devretti.

Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Bakan da konuşmasına; Çanakkale’nin; Anadolu’nun, Anadolu’nun da Türk yurdunun kalbi olduğunu ifade etti. Çanakkale Savaşı’nda hayatını kaybeden askerlerin bu kalbin atmaya devam etmesi için şehit olduğunu belirten Bakan, Çanakkale Savaşı’nı en iyi anlatan ifadelerin Milli Şair Mehmet Akif’in "Çanakkale Şehitlerine" şiirinin dizeleri olduğunu ifade ederek şiirin ilk dizelerini dinleyicilere okudu. Çanakkale Savaşı’nın I. Dünya Savaşı içerisinde bir cephe olduğunu ifade eden Dr. Mustafa Bakan, İngilizler ve Fransızlar liderliğindeki İttifak Devletleri tarafından bu cephenin açılma gerekçesinin Rusya’ya yardım götürmek ve İstanbul’u işgal ederek Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak olduğunu dile getirdi.

Mustafa Bakan, “Yenilmez armada” olarak nitelenen ve o güne kadar dünyanın gördüğü en büyük donanma ile Çanakkale önlerine gelen İttifak Devletleri’nin, yine dünyanın o güne kadarki gördüğü en büyük deniz savaşlarından birisinde, kahraman Türk askerleri tarafından büyük bir hezimete uğratıldığını ve 18 Mart 1915’in günü akşamında “Çanakkale geçilmez!” diyerek geri çekildiklerini ifade ederek, İttifak Devletleri donanmasında yer alan gemilerin isimlerini, bu isimlerin anlamlarını ve mitolojik hikâyeleri ile göndermelerini dinleyicilerle paylaştı. Söz konusu gemilerden Goliath’ın Osmanlı savaş gemilerinden birisi olan Muavenet Zırhlısı tarafından nasıl batırıldığını anlatan Mustafa Bakan, I. Dünya Savaşını sonlandıran ateşkes anlaşması Mondros’un imzalandığı Limana Agememnon Zırhlısının da getirildiği sözlerine ekledi. Bu durumun hem Çanakkale Savaşı’na hem de ondan binlerce yıl önce yaşanmış olan Truva Savaşı’na bir gönderme olduğunu dile getiren Bakan, Agamemnon’un Truva’yı istila eden kral olduğu sözlerine ekledi. Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Bakan, savaşla ilgili olarak bir başka anekdotunda ise Ezineli Yahya Çavuş ve 63 kahraman silah arkadaşının koca bir İngiliz tümenine karşı Morto Koyu’nu cansiperane bir şekilde savunarak şehitlik mertebesine ulaştıklarını anlattıktan sonra konuşmasını sonlandırdı.

Panelin ikinci konuşmacısı olan Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğr. Gör. Canan Uğurdağ da Çanakkale Savaşı’nın edebi eserlere yansımalarından örnekler verdi. Çanakkale ve Milli Mücadele’yi en iyi anlatan şairin Mehmet Akif Ersoy olduğunu ifade eden Uğurdağ, 1937 yılında Mehmet Akif Ersoy’un Mısır’dan dönüşünde yapılan bir mülakatta kendisine “İstiklal Mücadelesini anlatır mısınız?” diye sorulması üzerine son derece duygulandığını ve “Hiç hatırlatmayın, hele Bursa’nın düştüğü günü hiç hatırlatmayın. Topumuz tüfeğimiz yoktu. Sadece mücadele azmimizi arttıran iman gücümüz vardı.” şeklinde cevap verdiğini ifade etti. Mehmet Akif Ersoy’un "Çanakkale Şehitlerine" şiirinin bile tek başına büyük bir şaheser olduğunu ifade eden Uğurdağ, konuşmasını Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehit ve gazilerimize ithaf ettiğini belirterek noktaladı. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim