Gençlik, tüm hareket ve heyecanıyla, geçen dünümüzün adı. Yaşadığımız geleceğe döndüğümüzde, istikbalimizi teslim edeceğimiz yarınlarımızdır.
Bir ülkenin yarınlarından emin olması, yetiştirdiği gençliğin sağlıklı, duyarlı ve tutarlı olmasıyla mümkündür. Gençlerine iyi imkanlar hazırlayamayan, onların ihtiyaçlarını göremeyen, seslerini duyamayan milletler, aslında geleceklerini tehlikeye atan milletlerdir.
Gençlik, milletler için bulunmaz bir nimet, önemli bir güç, yararlanılması gerekli olan muazzam bir kuvvettir. Bir millet gençlerinden iyi yolda yararlanabilirse, hem o millet için ve hem de insanlık için sonsuz yararları vardır. Böyle bir sonuç, gençliğin iyiye, güzele yönlendirilmesiyle elde edilebilir. Gençlik ihmale uğrar, yoldan çıkarsa hem o toplum ve hem de gençliğin kendisi ülke için bir endişe ve üzüntü kaynağı haline gelir.
Gençliğin yaratılışından kaynaklanan sürekli hareketliliği, ülke yararına yönlendirilemediği zaman, gençlik çeşitli mihrakların ve kötü emelli kişilerin tesir alanı içerisine düşebilir. Bir toplumu yok etmek, yıpratmak ve zora sokmak isteyen şer güçler, öncelikle o toplumun değerlerini ve gençliğini hedef alırlar. Bilirler ki; değerlerini yitirmiş, gençliği ifsat olmuş milletler, şer güçlere karşı dayanma gücünü devam ettiremezler. İç barış ve huzurlarını kaybederler. Bunun için de terör ve uyuşturucu belasını silah olarak kullanırlar.
Terör ve uyuşturucu, iki tarafı keskin bir bıçak gibidir. Terör örgütleri, bir yandan aldatılmış ve kandırılmış gençleri insanlık dışı eylemlere sürüklerken; diğer taraftan da kandıramadıkları gençleri uyuşturucu ile zehirleme ve tesirsiz hale getirme programını uygulamaktadırlar. Böylece taze ve zinde güç gençlik, günden güne eriyip gitmektedir. Gençliğimiz bu tür tuzaklara karşı uyanık olmalıdır.
Şunu hemen ifade etmeliyiz ki, Allah'a şükürler olsun ülkemizde gençliğimizin büyük bir çoğunluğu kendi değerlerine sahip, sorumluluklarının bilincinde, vatan ve millet sevgisiyle yoğrulmuştur. Bu yapının ilelebet devam etmesi bu değerlerimizin gençlerimize bütün yönleriyle aktarılmasıyla mümkündür. Devletimizin bu alanda alacağı tedbirlere milletçe destek vermemizin yanında gençliğimize sahip çıkarak onları sağlam bir inanç ve köklü bir millet sevgisinde birleştirmeliyiz.
Sevgili gençlerimiz! Şunu hiçbir zaman hatırınızdan çıkarmamalısınız ki, sizler bizim ümidimiz ve geleceğimizsiniz. Cennet vatanımız üzerinde oynanmak istenen oyunları bozacak ve boşa çıkaracak güçtesiniz, ömrünüzün baharı sayılabilecek bu çağ, sevgi ve nefreti en yoğun yaşadığınız çağdır. Nefret kötülerin, sevgi ise Allah'ın iyi kullarının yoludur. Önce, en yakınımızdan başlayarak birbirimizi; sonra, uğruna binlerce gencimizi feda ettiğimiz cennet vatanımızı, bayrağımızı sevmeliyiz. Bizi biz yapan değerlerimizi sevmeliyiz.
Sevmeliyiz; çünkü, nefret ve kin tohumlarının yeşermemesi için en etkili ilaç, yine sevgidir. Her zaman gençleri yanında bulmuş olan sevgili Peygamberimiz; "İnsanlar içinde Allah'ın en çok sevdiği kimse, kötülükleri terkedip iyiliklere yönelmiş olan gençtir."[1] buyurmuşlardır.
Ne mutlu bu müjdeye mazhar olabilenlere!
[1](Ramuzu'l-ehadis, s. 383)