8 Mayıs 1914 yılından itibaren Amerika'da ve bugün bütün dünyada, 1955'ten bu yana da Türkiye’de, her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar gününde kutlanan bir gün.

Ve 8 Mayıs Pazar günü “Anneler Günü” kutlandı. İşte böyle bir günde bir kez daha hatırlanması, bir kez daha hatırlatılması ve de asla unutulmaması gereken anneler vardır.

Asla unutulmayan ve de unutulmaz olan anneler.

***

Evet, unutulmadı, unutulamadı ve de unutulamaz bu anneler. Çünkü:

Davul-zurna ile askere gönderdiği oğlunun, bir gün şehit cenazesini teslim alan…

Ve de mezarı başında dua okuyan, seviyormuş gibi mezar taşını okşayan, gelecekmiş gibi umutla yaşayan anneleri unutmak mümkün mü?

***

12 Eylül’ün karanlık günlerinde gözaltında kaybedilenlerin, evinden alınıp evine dönemeyenlerin, faili meçhul cinayetlerle yok edilenlerin annelerini, yani Cumartesi annelerini unutmak mümkün mü?

Evet, 27 Mayıs 1995'ten bu yana Galatasaray Lisesi önünde oturarak, yıllarca devletten dirisini, dirisi yoksa ölüsünü isteyen Cumartesi annelerini unutmak mümkün mü?

***

Bir çocuğu dağda, bir çocuğu ovada olan…

Ve bir gün çocuğuna kavuşmak amacıyla, 3 Eylül 2019'dan bu yana “evlat nöbeti” tutan…

Diyarbakır annelerini unutmak mümkün mü?

***

12 Eylül darbesiyle yok edilenlerin acısını yaşayanların simgesi olan…

21 Şubat 2013 günü 105 yaşında öldüğü güne kadar, 12 Eylül 1980 darbesinde gözaltında kaybedilen oğlu Cemil Kırbayır gelir diye tam 33 yıl kapısını açık tutan…

Kars Göleli Berfo anayı unutmak mümkün mü?

***

28 Ekim 2014 günü Karaman'da kömür ocağındaki felakette, 350 metre derinlikte su içinde kalan 18 işçiden biri olan oğlu Tezcan için, “Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı” diyerek Türkiye'yi ağlatan…

Ve o günden beri oğlu Tezcan gelecek diye evinin penceresinde bekleyen, ama 23 gün sonra cenazesini teslim alan…

Karaman’ın Ermenek ilçesinden Ayşe Gökçe’yi unutmak mümkün mü?

***

12 yaşında evlenen, 13 yaşında anne olan, 14 yaşında vurulmuş olarak ölüsü bulunan...

Yani kız olmadan gelin olan, çocuk olmadan anne olan…

12 yaşında beyaz gelinlik, 14 yaşında beyaz kefen giyen…

Van’ın Çatak ilçesinden Kader'in annesini unutmak mümkün mü?

***

Evet, zordur anne olmak.

Nitekim kadına şiddetin, tacizin ve cinayetin simgesi olan Mersinli üniversite öğrencisi Özgecan'ın annesi olmak…

2014 yılının 17 Mayıs’ında Soma'da kömür ocağında, yanarak can veren 301 madencinin annesi olmak…

Evet, bu ülkede anne olmak zordur...

***

Yani zordur bu ülkede anne olmak, ya da ana olmak...

Ne diyor koca şair Can Yücel?

“Ana olmak meğer/

Kor ateşlerde üşümesi/

Kara kışlarda buz kesmesiymiş” der.

Ve devam eder koca şair Can Yücel;

“Hiç varmayacağı kapıları çalması/

Hiç ederek ömrünü, adamasıymış” diye devam eder.

Ve de “Meğer ölümüne bir kara sevdaymış ana olmak” diye noktalar koca şair.

12 Eylül Darbesi'nin karanlık dönemlerinde idamla yargılanan cezaevi şairlerimizden Nevzat Çelik ise:

“Beni burada arama anne/

Kapıda adımı sorma/

Saçlarına yıldız düşmüş/

Koparma anne/

Ağlama” der.

Evet, şair böyle der, böyle seslenir ama ana yüreği farklıdır. Ana yüreği dayanmaz, ana yüreği susmaz ve de ana yüreği korkmaz…

Tüm annelerin “anneler günü” kutlu olsun.