Hz. Allah cc. R.SAV., Hz. Ebubekir ve yanındaki yardımcıları ile birlikte Medine’ye 500 km.lik yolu gündüz yatıp gece yürümek suretiyle bir hafta gibi bir zamanda Medine’ye ulaştılar.
Hz. Ali R.A. hazretleri de R.SAV.in müşriklere ait emanetlerni sahiplerine iade edip birkaç gün sonra Medine’nin yolunu tuttu. Çok zor şartlarda ayakları yara bere içinde son derece bitkin ve yorgun olarak R.SAV.e Medine’de yetişti. Hz. Muhammed SAV. Hz. Ali’nin bu durumunu görünce hem ağladı hem de gülümsedi. (Ağladı; çok yorucu, ölümcül bir yolculuk. Hz. Ali ölümle pençeleşiyordu. Gülümsüyordu; Çünkü yüce Allah ayeti ile Hz. +Ali’yi övüyordu.) R.SAV. Ya Ali müjdeler olsun sana. Cebrail geldi. Rabbimin selamını sana iletmek üzere bana bildirdi. Senin cesaretini ve yiğitliğini övdü. Ya Ali rabbimin yardımı daima inananların üzerindedir. “Veinnenasimen yeşri nefsehübtigae mezatillahi vallahü reüfün bil ibad” (Bakara 207) Yani, Ey Habibim Muhammed Sav. İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için Allah yoluna canını, malını seve seve feda eder. Allah cc. kullarına karşı çok şefkatli ve merhametlidir.”
R.SAV. Ya Ali, sana müjdeler olsun ki, yüce Allah cc. 4 büyük meleğine hitaben (Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail A.S.) “Ey benim meleklerim, size farklı ömürler versem yani birinizin ömrünü diğerlerinizden az yapsam hanginiz ömrünün fazlasını kardeşiniz diğer meleğe verebilir.” Melekler, “Ey rabbimiz bu konuda bizler mecbur muyuz” dediler.
Ulu Allah “Hayır” buyurdu. Bunun üzerine melekler “Yarabbi biz ömrümüzün fazla kısmını birbirimzie vermeyiz. Çünkü hepimiz Rabbimize daha çok ibadet etmek isteriz.” Dediler. Hz. Allah cc. hazretleri, “Ey benim dört büyük meleklerim, siz ömrünüzün size fazladan ihsan ettiğim bölümünü diğer melek kardeşlerinize vermiyorsunuz. Halbuki, benim sevgili kulum ve Hz. Muhammet Mustafa SAV. ile kardeş yaptığım Aliyyel Mürteza (kendisinden razı olduğum) canını Hz. Muhammet Mustafa SAV. feda etti. Yüzde yüz öldürüleceğini bildiği halde Resulallah SAV.in yatağına yattı. Gidin haydi, onu koruyun. Ya Cebrail sen Ali’nin başucunda, Ya Mikail sen ayak ucunda, İsrafil sağında, Azrail AS. de solunda dursun. Hz. Cebrail Hz. Ali’nin yatağının başucunda Hz. Ali’ye seslenecek. Ne mutlu sana Ya Ali, Rabbim seninle. Meleklerine iftihar ediyor övünüyor ve Bakara suresinin yukarıda mealini arzettiğim 207. ayetini okuyordu.
İşte hakiki müslümanlık, asil dostluk ve kardeşlik, mertlik ve vefa ve cefakarlık örneği böyle olur. Yoksa bugün dostlukları gibi ben seni çok seviyorum, seni görünce hatırlıyorum dostluğu dostluk değil, iki yüzlülüktür.
Bu mübarek insanlar durup dururken bu yüce mertebeye ulaşmadılar. Allah yoluna canlarını koyarak santim santim yüceldiler ve doğruya ulaştılar. Allah’ın yani hakkın ve halkın sevgilisi oldular. Yoksa durup dururken hiç kimse bir yere ulaşamaz. Bu mübarek insanların gönlümüzdeki yeri 1500 senedir eksilmiyor. Aksine günden güne çoğalarak artıyor. Ve bizlere hakiki mümin hakiki insan ve hakiki vatandaş nasıl olunur bunun örneklerini veriyorlar.
Hz. Ali R.A. hazretlerinin ömrü harp meydanlarında geçmiş, 8-10 yaşında R.SAV.le hicret etmiş, 24 yaşındayken Hz. Fatıma ile evlenmiş, 33 yaşında iken R.SAV. vefat etmiştir. Hz. Ali R.A. 4. halife olarak Hicri 40. yıl 19-20 veya 29 Ramazan Miladi 26 Ocak 661 de 62-63 yaşlarında nail mecusi ateşperest ibni Mülcmin zehirli hançeri ile camide şehiden veat etmiştir. (Küfe’de) öldürülmüştür. (İslam Ansiklopedisi 2. Cilt, sh.573-575)
Başlangıçta da belirtildiği gibi Hz. Ali R.A. hazretlerinin en belirgin özelliği harp meydanlarındaki bahadırlığı ve kahramanlığı, sonsuz cesareti, yüce Allah’ın kuvvetiyle desteklendiği ve bütün rakiplerini yere sermesi kerametlerini (olağanüstü, fizik ötesi haller) savaş meydanlarında açığa vurmasıdır.
Hz. Ali hicretten R.SAV.in vefatı olan M.632 Hicri 10. yıl yani 9-10 sene içinde İslam uğruna yapılan Tebük seferi hariç (Çünkü Hz. Ali’yi R.SAV. Medine’de Vali bırakmıştır) İrili ufaklı savaşlar ve büyük harplerin hepsine 82 veya 84 harbin hepsine katılmış ve ön safta yeralmıştır. Harp meydanında değil Küfe camisinde şehit olmuştur. R.SAV.in yüzde yüz sevgisini ve ulu Allah’ın rızasını kazanmıştır diye düşünüyorum. Zaten aksi düşünülemez. Çünkü yüce Allah’ın kuvvetiyle desteklediği kullarını, dünyanın insanları bir araya gelse alt edemezler. Fakat bu mertebeye bir milyarda bir insan erebilmiştir.
Başarının sırrı; kesin inanç, mutlak çalışma, sebeplerine sarılmadır. Bunların üstü ise Allah’ın yardımının sizinle olması da şarttır.
SÜRECEK