“Okuyup ta Mısır’a molla mı olacaksın?”

Markete alış veriş yapmak için küçük çocuğuyla gelen anne, bir hayli zorlandı. Kızı rafları karıştırıyor; soru üstüne sorular soruyordu. Annesi alışverişi bırakıp sadece onunla ilgilenmek zorunda kalmıştı. Küçük kız bir anda markette bulunan müşterilerin ilgi odağı olmuştu.

Sorular, konuşmaya başladığı günden başlar. Soruları bitip tükenmek bilmez. Gelen sorular karşısında genelde büyükler çaresiz kalır. Yanıt verse bir türlü, vermese bir başka türlüdür. En önemlisi verilen karşılıkları kolay kolay unutmaz. Konuşmaları duyan çevredeki büyükler gülümseyerek kulak misafiri olur.

Gün gelir okul yılları başlar. Genelde çocuklar ilk günlerde okula gitmek istemez. Kısa bir süre sonra okula, yeni arkadaşlarına alışır. Artık soru sorma dönemi büyüklere geçmiştir: bu gün okulda ne yapmıştır, öğretmen ne söylemiştir, neler öğrenmiştir, hangi ödev verilmiştir büyükleri mutlaka bilmek ister.

İlköğretim orta öğretim derken büyüyen minikler üniversiteli olmak için gece gündüz demeden test çözer. Aile büyükleri, çocuklarından daha fazla çaba gösterir. Sorulan soruları yanıtlamaktan soru sormayı akıl edemez. Tek yön üniversiteye gitmektir. Okuduğu okullar, aile için sadece merdivenin birer basamaklarıdır.

Derslerde öğretmenler yıllık plana uygun olarak konuları anlatır. Yeni konuya geçmeden önce öğretmen, öğrencilerden soru sormalarını ister. Sınıfta sinek uçsa duyulur, ancak öğrenciler sessiz kalır. Bazı öğrenciler teneffüs saatinin gelmekte olduğunu anımsatıp öğretmeni uyarır. Bu kurallar bütün öğrenciler için olmasa da çoğunluk için geçerlidir.

Geçtiğimiz günlerde eğitim konusunda konferans veren akademisyen ilgimi çekti. Eğitim konusunu artılarıyla eksileriyle ele alıyordu. Yaptığımız yanlışları kimseyi kırıp incitmeden anlatıyordu. Ekrana taşıdığı görsel örnekleri dinleyicileri gülümseten bir dille anlatmaya çalışıyordu. Okullardan gelen öğretmenler salonu doldurmuştu.

En çok üzerinde durduğu konu dikkatimi çekmişti. Bir konferansla ya da bir açık oturumla konuşulacak konu değildi. Bıkıp usanmadan sayısız araştırmalar yapılmalı, çözüm yolları tartışılmalı.

Konuşmacı akademisyen, çocukların sorduğu sayısız soruların nedenlerini anlattı: Soru sormaktan bıkmayan minikler, büyüdükçe bu davranışlarından vazgeçiyor. Ders işlenirken öğretmenin bütün ısrarlarına rağmen 30- 40 kişilik sınıflarda soru soran çıkmıyor!

Neden acaba?