Bunun üzerine tefsir kalemin bildirdiğine göre Tevbe Suresinin 84. ayeti nazil oldu ve R.SAV. münafık İbni Selül’ün namazını kıldırmadı. Muhtemelen Hz. Ebubekir kıldırmış olabilir. Hiç kıldırmamış da olabilir. Çünkü R.SAV. borcu olan cenazelerin borçlarını ödedikten sonra cenazelerini kıldırırdı. Eğer cenazenin borcu ödenmezse, beytülmal -maliye de- ödemezse, o cenazenin namazını R.SAV. kıldırmaz, çoğu kez Hz. Ebubekir kıldırırdı. Burada öyle olmuş olabilir.

Tevbe Suresinin 84. ayeti, mealen “(Ya muhammed SAV.) Onlardan –münafıklardan- gizli inkarlardan –hiçbirisinin cenaze namazını kıldırma- Kabirleri başında da durma. Çünkü onlar Allah ve resulüne ikrar ettiler ve fasık olarak öldüler.”

Bu ayet Hz. Ömer’in fikri doğrultusunda inmiştir? Birçok ayetler Hz. Ömer’in fikri doğrultusunda gelmiştir. Mesela; içki ayeti, Hz. Ömer; ya Nebiyyallah ne olur şu içki haram edilse de millet bu pislikten kurtulsa diye düşünmüş ve söylemiş, sonradan serhoş eden bütün içki ve uyuşturucular ayetle yasaklanmış ve haram kılınmıştır. İçkinin haramiyetine ait ayet inince (Maide 90-91. ayetler ve diğerleri) Medine sokaklarına küplerden dökülen şarapların sel gibi aktığı bildirilmiştir.

Şimdi bu olay yaşanmış bir öyküdür. Bu olayda alıncak ders; R.SAV.in engin, sonsuz merhameti, af, bağışlama ve hoşgörüsü anlatılmaktadır. Allah’ın ayeti ile sabittir ki, R.SAV. bizim için örnek, önder, rehber ve mürşittir. Ona hakiki ümmet olabilmenin şartı da o yücenin emir, tavsiye ve öğütlerine uymaktır.

Allah’ın resulünde düşmanlık yoktur. Onun kitabında kötülük yazmaz. Burada verilmek istenen mesaj, kimin ümmeti olduğumuzu bizim bilmemiz ve ona uymamızdır. Ne mutlu bu kutsal yolu bulanlara, ona ümmet olanlara.

ULU ALLAH’IN KULUNDAN RAZI OLMASI, ANA-BABANIN EVLADINDAN RAZI OLMASI İLE MÜMKÜNDÜR

İslam’da tartışmasız ana ve babaya, -Allah’a isyanın dışında- itaat etmek farzı ayındır. Olmazsa olmazdır. Bu dünyada ana-babalarını razı edemeyenler, onlara isyan edip hatırını, kalbini kıranların ahirette cennette yeri yoktur. Ebeveynini razı edenler, onların dualarını alanların ise cennete girmesine bir engel yoktur.

Ana-babanın, zalim bir ebeveyn olması durumunda ulu Allah, masum evladın koruyucusudur. Evlat ebeveynlerinin kötülükleri nedeni ile ana-babasına asla cefa yapamaz. Ana-babaları zalim bile olsalar, evladın hakkını bu sütunda anlatmak mümkün değildir. En az bin sayfalık bir kitap yazmak gerekir. Ancak şu kadarını hatırlatalım; Kur’an’ın birçok yerlerinde ebeveyn hukukundan, onlara itaatin şart olduğunu bildiren ayetler ve onlarca hadisi şerifler vardır. Bunlardan birisini arzedelim;

İsra suresi 23-24. ayetler; “Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babalarınıza iyilik etmenizi, onlara daima güzel davranmanızı, kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya ikisi sizin yanınızda ihtiyarlarsa sakın kendilerine öf bile demeyin. Onları azarlamayın. İkisine de güzel söz söyleyin. Onlara, alçakgönüllülükle üzerlerine kanat gerin. Rabbim onlar biz küçükken beni nasıl yetiştirdilerse şimdi sen onlara rahmet et, diye dua edin. Rabbin sizin kalplerinizdekileri çok iyi bilir.” R.SAV. de, “Cennet anaların ayağı altındadır. Cennete girmek isteyenler annelerini mutlu etsinler” buyurmuştur.

Şimdi bu ayet ve hadisi şerifin tezahürü olan bir olayı arzediyorum. Bu olaya hadis diyenler de vardır. Geçmiş peygamberlerin olaylarını R.SAV. de Kur’an’da aslı bozulmayan bazı ayetleri ve hükümleri ulu Allah Kur’an’da bizlere bildirmiştir. Bunlar da ayet olduklarından bizler için ayettir. Hükümleri bizi bağlar. Sosyal içerikli ayetlerden bazıları böyledir. Adaletle ilgili ayetler de vardır. Örneğin “Essinne vessinnü velcuruha kısas” bir ayettir. Birisi haksız yere diğerinin dişini kırarsa ona bir bedel öder. Ele el, dile dil, dişe diş derler. Şimdi ana hakkı ile ilgili öykümüzü arzedelim:

(SÜRECEK)