YÜCE ALLAH’IN SIFATLARI

Yüce Allah’ın sıfatlarını şöyle özetleyebiliriz.

Zati: Ulu Allah’ın zatına, özüne nevi şahsına mahsus sıfatlardır. Allah’ın zati sıfatlarına bazıları Selbi, (Allah’ın şanına yakışmayan acizlik ve eksiklik ifade eden yaratılmışlık özelliği taşıyan sıfatlar) sıfatlar da denmektedir. Ayette (Leysekemislihi şeyen) hiçbir (yaratık) şey onun benzeri değildir. O şekil ve biçimden uzaktır demektir.

1-Vücud: Varolmak demektir. Allahü teala vardır. Mevcuttur. Varolma sıfatına sahiptir. Varlığı zatından, kendisindendir. Yektir, tektir, yani varlığı bağımsızdır. Başka birinin sebebi ile değil bizzat kendi kendisidir. Vacibül vücuttur. Varlığı zorunlu, mecburi olması şarttır. Yani asla olmazsa olmazdır. Yani Allah olmasa idi bu kainatta, herşey de olmazdı. Bu bilgiler aklın kavramakta (aklın zayıflığı yaratık olması nedeniyle) zorlandığı bilgilerdir. Ama zorunludur. Gördüğümüz her şey mümkündür. İmkan dahilindedir, yapılabilir, olabilir işlerdir.

Mümkünün varlığı kendinden değildir. Sebeplere bağlıdır. Su kaynar buhar olur, yoğunlaşır buz olur. Sebebi sıcaklık ve soğukluktur. Allah’ın varlığı bunlardan aridir, beridir, uzaktır. Dünyada hiçbir şey kendi kendine meydana gelemez. Bunları meydana getiren bir vacibülvücut yani Allah şarttır. Allah ise meydana gelen değil, meydana getirendir. Eğer meydana gelen, yani yaratılan, yani imkan dahilinde, mümkün olan olsaydı, yaratık mahluk olurdu ki, o zaman da Allah olmazdı. Bu ise yüce Allah’a yakışmaz, yani selbidir. Allahü tealayı bundan tenzih ederiz.

Demek ki, Allah’ın varlığı başka bir varlığa muhtaç değildir. Allah vardır, varolmak onun zatından, zati sıfatlarındandır. Onun içindir ki varlığının zıddı yoktur. Eşi-dengi olamaz. Vacip (olmazsa olmaz) dedikten sonra onun yokluğu düşünülemez. Buna da vücud denir.

Allah’ın zati ile varlığı ile ilgili bir mesele daha vardır. Peygamber sesi duymamış, uyarıcı görmemiş, öğüt almamış, insan içine çıkmamış, mağarada yaşamış bir kişi veya kabile düşünelim. Bu kişi veya kişiler Allah’ı bilmek zorunda mıdır? Evet, zorundadır. Allah’ı bilmek onlara da farzdır. Çünkü aklı olan herkes aklını kullanarak Allah’ın varlığını sadece bilmekle yükümlüdür. İbadet, ahlak, muamelat gibi hükümlerden sorumlu değildir. İnsanın aklı, Allah’ı bilmenin şartıdır. Akıllı olan, Allah’ı bilecektir. Dini vecibeler ancak peygamberler vasıtasıyla bildirildiğinden, onlarla mükellef değillerdir. Bunlar itikadi inanç meseleleridir ki, son derece önemlidir. Asıldır. Köktür, dal değildir.

Bu yazıyı yazmamın sebebi de insanları küfür bataklıklarından korumak, dine imana, islama, ahlak ve fazilete yöneltmek, böylece onların mutluluğunu sağlamak, en azından katkıda bulunmaktır. İnsanları inançsızlıktan korumak, şirke düşmekten önlemektir. Mezhebi, meşrebi, yolu, izi, tarikatı, alevi-sünni ne olursa olsun herkesi kapsayan, insanlar için olmazsa olmazımız bilgilerdir. Bunun için bu bilgilere itibar farzdır.

2-Kıdem: (Kadim ve ezeli olmak) Yani Allah’ın evveli yoktur. Evveli olsaydı, sonradan olurdu ki, o zaman bizler gibi yaratılmış olurdu. Bu durum ise Alalh için düşünülemezdir. Sonradan varolmamız varlığı ezelidir. Zıddı sonu olmaktır. Bu da olamaz Allah için. Çünkü ebedi bakidir.

3-Beka: Sonu olmamaktır. Sonu olan herşey fanidir. Oysa Allah ezeli-ebedi yani baki, yani sonu yoktur. Sonsuzdur. Ulu Allah bu sıfatta muttasıftır.

4-Vahdaniyet: Allah’ın birliğidir. Yani açılımı; Allah teala, vardır, birdir, eşi benzeri veziri, kiziri yoktur, doğmamıştır, doğurmamıştır, doğrulmamıştır, varlığı zatındandır, birdir, tektir, yektir. Yani hepsi birdir. Herşeyi yaratan, yaşatan, doyuran, besleyen, öldüren, dirilten odur. İslam ve ilmin dediği budur. Başka türlü olamaz.

tektir. Enbiya suresi 22. ayetinde, “Eğer Alllah (birden fazla) iki olsaydı, kainatın nizamı, düzeni ve dizaynı bozulur, yer gök fesada uğrardı. Mevcudat olmazdı” buyurulur. Çokluktan çok fikirler, çok arzular ve istekler doğar ki bunlar insanlar için toplu akıldır. Allah için buna ihtiyaç yoktur. O sadece irade –arzu-buyurur ve kün-ol der o iş oluverir. Bu ise Allah cc. olmanın ön şartıdır. Onun için Allah’ın ortağı olamaz.

(SÜRECEK)