ALLAH’IN SINIRSIZ İLMİ (3)

İkinci nokta ise; insanların bilgileri daima sınırlı ve farklıdır. Daima ilmin üstünde bir ilim vardır. Hiç kimsenin bilgisi sonsuz değildir. Hiç kimse ilmi ile böbürlenemez. “Zira her ilim sahibinin ilminin üstünde daha iyi bilen birisi vardır.” Yusuf Suresi 76. ayet. Böylece cenabı hakkın ilminin sonsuzluğnu anlattık.

9-Cenabı hakkın semiğ sıfatı. Semi, işitmedir.

Bütün yaratıkların işitmesi cemedilse, yüce Allah’ın işitmesine nisbeten sıfır noktadadır. Yüce Allah yedi kat gökte ve yedi kat yerin altındaki karıncanın ayak seslerini duyar. Çünkü o karıncayı da fili de yaratan odur. Allah’ın işitme sıfatına böylece inanmak her müslümana farzdır.

Allah cc. için uzaklık, yakınlık, yani mesafe sözkonusu değildir. Trilyonlarca yaratığı seslerinin hepsini ayrı ayrıntıları ile işitir. Yüce Allah’ın işitme gücü sınırsızdır. Ayette, “Çünkü bilici ve işiticidir” denmektedir.

10-Tekvin: Yüce Allah’ın en büyük sıfatlarından birisi de Tekvin, yoktan var etme, yoktan yaratma sıfatıdır.

Tekvin sıfatı, irade (dileme, isteme, arzu etme) sıfatının bir sonucudur. Yasin Suresinde bu husus şöyle bildirilmektedir. “İnnema emruhu iza erade eyen en yegüle lehu küm feyekün.” O ulu Allah bir şeyin olmasını murat ettiği, istediği zaman, o iş ve şey ol der. O iş ve şey hemen oluverir. Onun şanı ne yücedir ki bütün kainat onun kıymeti altındadır. Her şey ona döndürülecektir..” Bu ayet Yasin suresinin son ayetidir. Yasin Suresi Kur’an’ın kalbi mesafesinde bir suredir.

Yüce Allah’ın yaratması, konuları dilemesi, rızık vermesi, affetmesi, azap etmesi, diriltmesi, öldürmesi gibi bütün fiil ve harekatı Tekvin sıfatına bağlıdır. Bu sıfatlar ulu Allah’ın zatına mahsus sıfatlardır. Allah’ın dilemesi, işitmesi, bilmesi, yaratması, biz insanların fiilleri ile asla kıyaslanamaz ve ölçülemezler. Bizim aklımızla bu sıfatlar ölçülemez ve tam anlatılamaz. Bu kulların aklının zaafıdır. Bu anlatılamazlık insan aklının yaratık olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü yaratılan yaratanın zatını sıfatlarını bilir, görür amma tam olarak kavrayamaz. Nokta mesabesindeki ilim bilgisi deryalarla ölçülemeyen ilmi nasıl ölçebilir? Özü budur.

MELEKLERE İMAN

Amentünün üçüncü şartı Allah’ın meleklerine inanmaktır. Yani meleklere iman, inanç esaslarındandır. Kur’an’da birçok ayet bunun nakli delilidir. İnsan dediğimiz zaman şekliyle şemaili bedeni ve fiziki yapısı ile biliriz. Ancak melek, şeytan, cin dendiğinde bilemeyiz. Nedir melek?

Tam mahiyetini, yapısını ulu Allah’ın bildiği, bizlerin de rabbimizin Kur’an’da ve R.SAV.in dilinden duyduğumuz kadarı ile bildiğimiz melekle ruh eşittir. Manevi varlıklardır. İstedikleri şekil ve biçime girebilen kabiliyette yer kaplamayan ağırlığı olmayan, fiziki madde olmayan, ne emrolunduysa onları yapan, yemez-içmez, erkeklik dişilikleri olmayan, yani insan, hayvan, cinsi ile alakası olmayan, asla günah, mağsiyet ve hata yapmayan, yani yapamayan, insanlara, manevi olarak canlılara hizmet eden genellikle özel görevi olanlar dışındaki o melekler devamlı Ulu Allah’ın yüceliğini tesbih tenzih ve övgülerle zikreden manevi varlıklardır.

Hani derler ya, iyi insanlar için “melek gibi adam, melek misin mübarek”… İşte üstün yaratıktaki manevi varlıklara melek denir. Meleklere inan farzdır. Yani farz etmek, inanılması zorunlu olan Allah’ın emri demektir.

de çok çeşitleri, görevleri, dereceleri vardır. Örneğin 4 büyük melek, Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail AS. Bunlar meleklerin peygamberleridir. Bildirildiği kadarı ile Cebrail elçi melektir. Peygamberler ile ulu Allah’ın arasında elçi, vahiy, emir meleğidir. Mikail doğa olaylarını, yel, sel, zelzele, doğa ile ilgili bütün işleri avanesi ile yaparlar. İsrafil: kıyamet meleği. Kıyametin kopması ve kıyametle ilgili (sura üflemek gibi) görevleri yönetir. Azrail ve avanesi ise, malumdur canları alır. Bedenleri ruhlardan ayırır. Ayrıca, cennetle cenhennemle dünya ile ahiretle ilgili sayısız melekler vardır.

(SÜRECEK)