TERBİYE, CANLILARIN HAYATTAN
ALACAKLARI EN BÜYÜK KAZANIMDIR

Türkçe, Osmanlıca-Türkçe lügatlara ve ansiklopedilerin “terbiye” maddesine baktığımızda, terbiye kelimesinin Arapça kökenli ama Türkçeleşmiş bir kelime olduğunu, besleyip büyütme, yetiştirip olgunlaştırma ve genellikle eğitme-öğretme, görgü ve görgü kurallarına dair bilgilerle donatma, manalarına geldiğini, hayvanlar için ve özellikle insanlar için vazgeçilmez bir unsur olduğunu görürüz.
Terbiye üzerine yazılan çizilenlerin, söz ve yazı sanatının her türlüsüne konu olduğuna da şahit olmaktayız. Bu manaları anlatan cümleleri her yerde bulabiliriz. Örneğin, “Verilen eğitimle hepsinin de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade ettiklerini görmek bizleri hoşnut etmiştir” cümlesi terbiyenin bir eğitim olduğunu, “Bazı yemeklerin suyunu türlü yollarla koyulaştırma (F.R.Atay)” cümlesinde gıdaların terbiyesini anlattığını, “Ocak başında duran süt kabını gördüğü halde kedinin ilgisini çekmiyordu” (Burhan Felek) şeklindeki “terbiyeli kedi” cümlesi hayvan terbiyesini, “Allah rahmet eylesin beni annem terbiye etti (B.Felek)” insanın terbiyesini anlatmaktadır.
Lokman Hekim’e sormuşlar, “terbiyeyi kimden öğrendin?”... “Terbiyesizlerden” demiş.
Edep kelimesi edepli kişi, terbiyeli kişi, aynı anlamdadır. (Osmanlıca Türkçe Lügat, Türkçe Lügat Türk Dil Kurumu Sh. 1082-1447)
Edepli ve terbiyeli kelimeleri de genelde nüans farkları olsa da aynı anlama gelmektedirler. “Edepli insan iyi terbiye görmüş insan demektir” (Osmanlıca-Türkçe Lügat sh 203, edep md.si)
Kainattaki can taşıyan hayvanatın ve insanların devamlı bir evrim ve tekamül, olgunlaşma içerisinde olduklarını görürüz. En basitinden hayvanlar yavrularını yaşamaları için içinde bulundukları ortama göre eğittiklerini, onlara yemelerini, içmelerini, avlanmalarını öğrettiklerini seyrediyoruz.
İnsanların da daha planlı ve projeli bir şekilde çocuklarını eğittiklerini, bu hususta bütün varlıkların döktüklerini biliyoruz. Sebebi ise onların iki cihanda mutlu olmaları içindir. İyi bir eğitim ve öğretim görmüş, asil bir terbiye almış bireylerin toplum hayatında sevilip sayıldıklarını, meslek hayatlarında başarı sağladıklarını görüyoruz.
Aslında terbiye kişinin öğrendiği, güzel ahlak ve edebin hayatına, hareketlerine yansımasıdır. Eğitim ve öğretimin temeli aile yuvası, baba ocağı, ana kucağı olduğu gibi, terbiyenin de ilk yeri ailedir ve onun için iyi bir eğitim ve aile terbiyesi almış denir. İyi bir terbiye verebilmek için iyi bir mürebbiye, terbiyeci olmak gerekir. Bu ise terbiye ile ilgili eğitimi almak ve onu yaşamakla mümkün olur. İyi eğitim ve terbiye sahibi olan kişiler toplumda aranan, tercih edilen, itibar edilen, saygı duyulan kişilerdir. R.SAV. “Eddebeni rabbi feal sene tedibi”, “Beni rabbim terbiye etti ve ne güzel terbiye etti” ve yine “Buistü liütemmime mekarimel ahlak”, “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”
Yüce Allah da R.SAV. için “Ve inneke lehulukul aziym”, “Ey Muhammed SAV. sen büyük ahlak üzere yaratıldın” buyurmuştur ve böylece diğer konularda olduğu gibi ahlakta, terbiyede ve edepte de R.SAV. “Üsve-i nasene”, güzel model, örnektir.
R.SAV.in güzel ahlak, edep, haya ve terbiye örneklerini anlatmak için ciltler dolusu eser yazmak gerekir.
Edebiyatçılar, ilahiyatçılar, felsefeciler, ahlak ve terbiye üzerine birçok deney yapmışlar. Asalet, asil kan, terbiye ile ilgili araştırmalarda bulunmuşlardır.
SÜRECEK