Dünkü yazımızda, Bülent Arınç Beyin, tweetçi bakanlardan, vekillerden, bakan ve vekil danışmanlardan yakınmalarından söz etmiş; yazımızın başlığını da Bay Arınç’ın, “Ellerinde telefon, bütün gün, çocuklar gibi ‘çıt çıt çıt çıt’ twitleşiyorlar…” sözünden esinlenerek; “Çıt çıt çıt çıt!...” koymuştuk.
Bugünkü yazımızın başlığını da dürüst televizyon kanallarının; son günlerde yaşanan rezaletleri, ‘daan daan daaaan’ diye, yüzümüze yüzümüze vurmalarından esinlenerek, böyle koyduk.
* * *
Geçtiğimiz hafta içersinde, dürüst televizyon kanalları; Hatay/Kırıkhan İlçe Jandarma Komutanlığına gelen bir ihbar üzerine, anılan Komutanlığın, durdurup, arama yapmak istediği (06 BiR 8860 ana araç ve 06 DE 3290 dorse plakalı) TIR’la ile ilgili gelişmeleri, her zaman yaptığı gibi yine yüzümüze vura vura aktardı.
* * *
Bu bilgilere göre, Reyhanlı yönünden gelen bir araç Suriye’ye mühimmat taşıyor, arkadan gelen Fiat Linea marka otomobildekiler de TIR’a eskortluk yapıyor.
Jandarma ekibi bu ihbarı, anında savcılıkla paylaşıyor.
Tır ve otomobili durduruyorlar.
Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcısı Yaşar Kavalcıoğlu ve Cumhuriyet Savcısı Yunus Alkan, olay yerine hareket ederken, olayın niteliği gereği durum, Reyhanlı’daki bombalı saldırıyla ilgili soruşturmayı yürüten, TMK’nın 10. Maddesi’yle Görevli, Adana Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman’a da bildiriliyor.
* * *
Savcılar geldiğinde, otomobildeki kişiler, MİT personeli olduklarını, taşıdıkları malzemelerin de devlet sırrı niteliğinde olduğunu söylüyorlar.
Adana’dan yola çıkan Cumhuriyet Savcısı Şişman, bunun üzerine aracın çevresinde güvenlik önlemleri alınmasını ve kendisinin beklenmesini istiyor.
* * *
Bu noktadan sonra yaşananlar ise tam günümüz İktidarına yakışır cinsten.
Kırıkhan İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Kubilay Ayvaz’ı telefonla arayan İl Jandarma Alay Komutanı; ‘derhal geri çekilmeleri, MİT görevlileri ile TIR’ı da derhal serbest bırakmaları’ emrini veriyor.
Ancak Yüzbaşı Kubilay Ayvaz, komutanına, konunun adli nitelikte olduğunu, olay yerinde emir verme yetkisinin Savcı Şişman’da olduğunu, bu nedenle emri yerine getiremeyeceğini iletiyor.
* * *
Bu arada Adana’dan gelecek olan Savcı Şişman beklenirken, Kırıkhan Kaymakamlığı’ndan olay yerine gelen bir görevli, Hatay Valiliği’nin yazılı emrini, Yüzbaşı Kubilay Ayvaz’a tebliğ ediyor.
Bu talimatta da ‘jandarmaların derhal geri çekilmesi, TIR sürücüsü ve MİT görevlilerinin, araçları ile birlikte serbest bırakılması…’ yazıyor.
Konudan haberdar edilen Savcı Şişman’ın karşı çıkmasına rağmen Hatay Valiliği’nden gelen talimata uyularak, araçlar ve MİT personeli serbest bırakılıyor.
* * *
Reyhanlı yönüne hareket eden TIR, Savcı Şişman’ın talimatıyla, bu sefer Hatay Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından, Muratpaşa mevkiinde yeniden durduruluyor.
İddialara göre bu kez TIR’ı durduran ekibin yanında Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman da var.
TIR, bölgedeki bir fabrikanın bahçesine çekilip, sürücüyle birlikte TIR’da bulunan biri Suriye uyruklu 2 kişi de gözaltına alınıyor.
Savcı Şişman, TIR’da arama yapılması ve malzemelerin boşaltılması için talimat veriyor.
Ancak bu arada Hatay Valiliği’nden ikinci kez, “Arama yapmayın” şeklinde yazılı talimat geliyor.
Bu talimat üzerine arama yapılmadan, Tır ve eskort personeli serbest bırakılıyor.
* * *
Hatay'da Jandarma tarafından durdurulan ancak İçişleri Bakanlığı'nın devreye girmesiyle yoluna devam eden TIR'la ilgili ilk açıklama yeni bakan Efkan Ala’dan geliyor.
Efkan Ala, TIR'la ilgili olarak "Orada Türkmenler var. Onlara götürülen yardım bu. Herkes işini bilecek" diyor.
* * *
Ancak Başbakan Tayyip Erdoğan, Bakan Efkan Ala’nın bu sözünü; seçmece(!) yazarlarla yaptığı toplantıda, bir anlamda yalanlıyor.
Diyor ki Sayın Başbakan,
“ TIR olayı MİT Yasası'nın 26. maddesine göre yasaldır. Yargı üzerine vazife olmayan bir şey yapmaya kalkmıştır. Bu TIR olayı, 7 Şubat'ın devamıdır. Her ikisi de paralel devletin işidir…”
* * *
Ve o seçmece(!) yazarlar, cesaret edip, Sayın Başbakana şu soruları soramıyorlar.
“Eğer bu mühimmat, gerçekten yardım malzemesi ise; bunun MİT'le, "devlet sırrı" ile ne alakası var? Daha çok yakın bir zamanda kozmik odalara girerken, ‘hukuk önünde devlet sırrı olmaz’ diyordunuz; bugün bu Tır’ın aranması, nasıl oluyor da devlet sırrı oluyor, Sayın Başbakan?” demiyorlar, diyemiyorlar.
* * *
Bütün bu olup bitenin ardından, çok daha utanç verici bir gelişme daha oluyor.
Suriye Türkmen Meclisi Başkan Yardımcısı Hüseyin El Abdullah çıkıyor ve yaptığı açıklamayla İktidarın ipliğini pazara çıkarıyor.
“Ne yardımı?” diyor. “Türkiye’den bize yardım mardım gelmedi. İsviçre’den yardım geliyor, Türkiye’den gelmiyor. Türkiye, şu ana kadar bize tek bir cent bile vermedi”
* * *
İşte size ‘çıt çıt çıt’lık değil; ‘daan!… daaan!… daaannn!…’ lık bir haber.
… …
Ogün bugündür, sanal âlemde şöyle bir paylaşım dolanıyor; aklıma geldikçe hem tebessüm ediyorum, hem içim yanıyor.
Deniyor ki o paylaşımda; “Bu iktidar; kaçakçılığı ortaya çıkınca, TÜRKLÜĞE; yolsuzluğu ortaya çıkınca, DİNE; halk sokağa dökülünce, POLİSE; oya sıkışınca, CEMAATE; Cemaat tarafından sıkıştırılınca, ASKERE; Fenerbahçe Seyircisini susturmak için RIDVAN’a; seçimden seçime de saf TÜRK HALKINA sığınan ve bunları kullanan bir iktidardır.