Ve şarkıya başlayan Gazi işaret etti.

Onun hafifçe Rumeli şivesiyle söylediği şarkıyı,

O da aynı şiveyle söylüyordu.

Gazi,

Nakarattaki “Salla Yemeni” sözlerini söylerken,

Cahit yemenisini sallıyordu.

Cahit,

Gazi’nin babası kadar ince,

Ve sevgi dolu olduğunu anlıyordu.

Sonra içindeki bir ses;

-Elbette babam kadar sevgi dolu bir yüreği var.

O yalnız bana bu hissi vermiyor,

O bütün Türk milletinin babası,

Başbuğu diyordu.

Gazi’ye bakıyor,

Hiç çocuğu olmadığı için,

Onu gerçek babasıymış gibi sevebilecek bir kimsesi olmadığı için üzülüyor,

Acıyordu.

Yapayalnız bir insandı.

Belki annesinden başka onun gerçek bir yakını yoktu.

Gazi’nin kendisine gösterdiği bu muhabbette akla,

Zekâya,

Anlayışa verdiği kıymetin de payı büyüktü.

Bu çok hoş bir dostluktu.

Tümüyle yabancı oldukları,

Ve ilk tanıştıkları halde gizliden gizliye,

Baba kız yakınlığı duyabilmenin güzelliğini ikisi de hissediyorlardı.

Bu kadar zaman geçmişti.

Gazi bir kere olsun Cahit’in nikâhlısı ile ilgilenmemiş,

O tarafa bakmamıştı bile.

Çevresine birer birer baktı.

DÜĞÜN KÖŞTE YAPILSIN.

-Hazır bu kadar dost bir araya toplanmışken, bu çocukların düğünlerini yarın gece burada yapalım mı?

Ne dersiniz?

Şöyle,

Herkes kendi en yakın dostuna,

Ailesine söyler.

Madem ki bu geceden hepimiz bir başka çeşit heyecanlarla zevk duyduk,

Bunu yarın geceye mutlu bir düğünle bağlayalım.

(Antalya Büyükşehir Belediyesi. Hüseyin Çimrin. Atatürk Antalya’da.S: 52. 2014. Antalya)

25.06.2022 – Antalya