Dünkü yazımızda, “…Bu iktidar bizi süzme salak yerine koyuyor” demiştim; bir kadim dost, iletisinde; “Ona, Alanya lisanında, ‘İktidar bizi Gevreklerin Delioğlan yatağına koyuyor…’ derler” demiş.
Ve eklemiş, “Bir zamanlar ‘Devlet’ vardı, ‘Halk’ vardı…”
* * *
Açtım telefonu, sordum.
“Şimdi yok mu?” dedim.
“Yok!” dedi; “devlet de yok, halk da yok…”
“Kime oy verdin, son seçimde?” dedim.
“AKP’ye…” dedi.
Güldüm.
“Gülme!” dedi; “sana, ‘halk yok’ dedik!”
Ardından da bir dolu şey söyledi.
… …
Bu coğrafyanın insanı böyledir işte.
Son dakikada ayar, son dakikada itiraf eder.
* * *
Neyse…
Konumuz bu değil tabii ki…
Ama böyle böyle geldik bu günlere.
Aman barış olsun, aman Kürt kardeşlerimiz alınmasın, aman istikrar bozulmasın.
Aman, aman, aman…
Tamam da; hayatın gerçekleriyle, “aman öyle olmasın/aman böyle olmasın” dilekleri birbirleriyle örtüşmüyor ki.
Bunca ödünün ardından, bunların olacağı belliydi.
Sen bu kadar ödün üstüne ödün verirsen; “özgürlük” safsatasıyla yıllarca beyinleri yıkanan birileri de çıkar, senin garnizonuna da girer, başka bir yerine de.
Bayrağını da indirir, başka bir şeyini de…
Adamlar, Doğu ve Güneydoğu’da resmen sanal devlet kurdu.
Vergi topluyor, yol kontrolleri yapıyor, yerine göre yargılama işlemleri yapıyor…
Yapıyor da yapıyor…
Çünkü, adamların beyinleri iç ve dış güçler tarafından asırlardır yıkanıyor.
* * *
Sen ne yapıyorsun?
Kumpaslar düzenleyip, ordunu zindanlara atıyorsun.
Türk Bayrağını taşıyan yurttaşına, PKK Bayrağını taşıyan adama yapmadığın muameleyi yapıyorsun.
Militan bir Kürtçü gibi “TC” harflerinden rahatsız oluyor, tabelalardan kaldırıyorsun.
Okullarda andımızın okunmasını yasaklıyorsun.
“Türk” sözcüğünü ağzına almamak için şekilden şekle giriyor; “Yeni Osmanlıcılık” gibi kel alaka kavramlar türetmeye çalışıyorsun.
Atatürk’ü, Anayasa’dan çıkarıyorsun.
Dün, “Teröristlerle pazarlık yapan şerefsizdir…” deyip, bugün onlarla pazarlığa oturuyorsun.
Ulusal Bayramlarını angarya olarak görüyor, kaldırmanın yok etmenin yolunu yöntemini arıyorsun. Ne zaman ulusal bayram günlerimizden bir yaklaşsa, ya birinizin kulağı ağrıyor ya diğerinizin bir yerlerinde sivilce çıkıyor.
Devleti devletlikten, ulusu ulusluktan, halkı halklıktan çıkarıyor, sonra da olanlar karşısında timsah gözyaşları döküyorsun.
* * *
Garnizonun içine girip, göndere tırmanan ve bayrağımızı indiren zıpıra, “çocuk olduğu için müdahale edilmedi…” deniliyor.
Tüm Türkiye, tüm dünya gördü o zıpırı.
Çocuk mu o?
Yapma arkadaş, yapma.
Alanya deyimiyle, Gevreklerin Delioğlan yatağına koyma, bizi…