Bayramların fert, aile ve toplumların hayatında çok önemli yeri ve tesirleri vardır. Bayramlar toplumsal, sosyal, ekonomik, kültürel, beşeri iletişim üzerinde topluma en büyük tesirleri yapan etmenlerden birisidir ve en önemlisidir. Çünkü kişileri birebir ilgilendiren toplumsal bir olaydır. Bu bakımdan bayramlarımızın yaşamımızdaki önemi çok büyüktür.

Bayram ne demektir?

Bayram; neşe, sevinç, gurur ve mutluluk demektir.

Bayramlar; toplumsal birlik ve beraberliğin, dostluk ve kardeşliğin güzelliğinin topluma ve toplumlara getirdiği huzurun topyekûn paylaşıldığı coşkulu günlerdir. Bayramlar toplumsal adaletin sağlanması için gerekli olan bölüşüm, paylaşım ve yardımlaşmanın getirdiği huzur günleridir.

İnsan toplulukları milletler ve devletler asırlardan beri neşe ve sevinçlerine sahne ve ortam olacak mutlu günler aramışlar, milli bayramlar vücuda getirmişlerdir. Milli bayram genelde hak, adalet ve özellikle hürriyet, istiklal ve istikbal uğruna canlar ve kanlar pahasına verilen ölümcül mücadeleler sonunda elde edilen zaferlerin belgesi ve onurudurlar. Bu ise vatan, millet, bayrak, devlet, din, iman ve ezanların toplum üzerinde vatan sathında dalgalandığı, yankılandığı müddetçe kutlanan ve yüreklerin toplu attığı coşku günleridir.

Her milletin bayramları, kazanılan zaferler, akıtılan kanlar ve verilen canlar üzerine kurulur. Şanlı Türk tarihine, şerefli İslam tarihine baktığımızda bu çetin mücadeleleri görürüz. Tarihimiz bu şanlı günlerle doludur. Özellikle Mayıs aylarının bütün günleri yüce Türk milletinin zaferleri ile doludur.

1071 Malazgirt, 1453 İstanbul’un fethi, 19 Mayıs 1919’da büyük asker ve asil komutan Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak basması, buradan İstiklal mücadelesini başlatması. Bu millete zeval yoktur. Ya İstiklal, ya ölüm parolası ile yola çıkması Mayıs ayında olmuştur.

Çanakkale’de ölümsüzleşen Türk askeri, Sakarya’da, Dumlupınar’da, yurdun her karış toprağında kanını ve canını verdiği ve kazandığı zaferler vardır. Milli bayramlarımız Cumhuriyet Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, 23 Nisan Çocuk Bayramı, 30 Ağustos, 18 Mart Çanakkale Zaferinin kutlanması hep birer milli günlerimiz ve bayramlarımızdır.

Cumhuriyet’ten önce Osmanlı topraklarında iç fitneler nedeni ile devlete başkaldıran asilerin bastırılması Cumhuriyet tarihimizdeki 1960 27 Mayıs, 1980 ve en son 15 Temmuz darbe girişimlerinin bastırılması bu milletin atlattığı felaketlerdir. Bu isyanlrı unutmamak ve unutturmamak için yapılan anma törenleri birer milli bayramlardır. Yani milli bayramlar, bir zaferin simgesi, bir mücadelenin belgesidir. Gelecek nesillere bu acı günlerin aktarılması, daima uyanık ve hazırlıklı olunması bakımından milli bayramlarımızın değeri büyüktür.

*

Milli bayramların yanında daha geniş kapsayıcı olan dini bayramlar vardır. Dini bayramlar, hitap ettiği kitleler itibari ile daha geniş, daha kapsayıcı özelliklere sahip olup, tarihin derinliklerine inen, geçmişi olan, neşe, sevinç ve ulvi manevi günlerdir. Dini bayramlar şefkat, merhamet, af ve bağışlama, acıma ve merhamet odaklı bölüşüm, paylaşım, kardeşlik kültürünün en önemli mahsulü olup, sosyal adaletin, sosyal barışın sağlandığı, yetimin, garibin, kimsesizlerin naçar biçarelerin gözyaşlarının dindirildiği, silindiği, onların da gülmelerinin sağlandığı son derece önemli yardımlaşma ve dayanışma günleridir.

Dini bayramlarımız daha geneldir, daha heyecanlıdır. Ramazan ve Kurban Bayramlarımız bunun örneğidir ve paha biçilemez değerli dini günlerimizdir.

Dini bayramlar, insanın iç dünyasını huzura kavuşturan bayramlardır. Örneğin, Ramazan Bayramı. Büyük bir nefis mücadelesi ve muhasebesi sonunda nefse ve şeytana galip gelmenin zafer kutlamasıdır. Orucun tutulduğu, teravihlerin coşku ile kılındığı, ferdi ve toplumsal iftarların yapıldığı, gönül hoşluğu ile zekatlarımızın, fitrelerimizin, fidye (oruç tutamayan mazeretlilerin verdiği fitre) hediyeler, sadakalar, iyilikler, her türlü yardımlar ve yardımlaşmaların, hayır ve hasenatın yapıldığı, sevabına adet-sayı ile ölçü koyulamayan sevapların kazanıldığı Ramazan ayı sonunda bu sevinçlerin, bedensel ve rusal paklığa kavuşmanın sevinci ile kutlanan Ramazan Bayramı yine Kurban Bayramı belik seneden seneye et yüzü görebilen fukaranın et bayramı derileri ile milli ekonomiye katkılrı ile kurbanlıklar, canı canımıza, eti-kanı kanımıza bedel olan kurban borcumuzu ödemenin sevinci ile yapılan Kurban Bayramlarımız bütün toplumu ve hatta toplumları kucaklayan, neşeyi Afrika kıtasına taşıyan bayramımızdır.

Bayramlarımız toplumsal barışa, toplumsal sevgiye paha biçilemez katkısı olan özel günlerimizdir. Özellikle dini bayramlarımızı değerlendiren bayramın değerine değer katan hususları da bu vesile ile aktarmak. Bayramın bayram olabilmesi için toplumun aynı sevinci tadabilmesi için gerekli olan hususlar nelerdir, bu konudaki dinimizin emirleri ve yasakları nelerdir. Bayram mutluluğunun toplumun bütün katmanlarını, bütün ailelerini ve fertlerini içine alan bir coşku olmasını sağlayan önemli konular nelerdir. Yani bayramı bayram yapan özellikler ve güzellikler nelerdir, bunlara göz atalım...

Sayacağımız konuları içermeyen bayramlar bayram olma özelliğini yitirirler. Örneğin, amaçlarından birisi Kurban bayramında herkesin et yemesini amaçlayan bir bayramdır. Bu bayramda birileri tenceresinde et pişirirken, birisi dert pişiriyorsa, birileri haklı olarak bayramı tatil beldelerinde geçirirken, bazıları sıkıntıları ile boğuşuyorsa, o baramda bayram özelliği yok demektir. Bu bakımdan aşağıda ifadeye çalışacağım hususların özenle uygulanması şarttır. Nelerdir bu hususlar:

Bayramların birinci özelliği toplumsal barışın fert ve aile ve aileler arasında sağlanması ve bayramın topluma huzur sağlamasıdır. Bu nasıl olacaktır? Bunun için toplum fertlerinin toplumsal, ekonomik, hukuksal anlaşmazlıklar nedeni ile ortaya çıkan dargınlıkları, kırgınlıkları, anlaşmazlıkları sulh ile çözmek, hatalardan dönmek, günahlara tevbe etmek ve insanları suç ve kusurlarından dolayı kınamayıp hoşgörülü olmak, onlara sevgi ile yaklaşıp ihtilafları çözmektir.

*

Haklı haksız, suçlu suçsuz herkes öncelikle insandır. Yani beşerdir. Hata eder, beşer şaşardır. Anlaşmazlıkların çözümünde bu hususun altını çizmek şarttır.

*

Birbirimize karşı hoşgörüyü esirgememeliyiz. İşte o zaman toplumda gerçek bayram havası eser. Bayram gerçek bayram olur, evler seyran olur. Başta ifade edildiği gibi birileri et yerken diğerleri dert yiyorsa, birileri gülerken öbürleri kan ağlıyorsa, o toplumun bayramına bayram denemez. Bayramları bayram yapan insanlardır. Öyle ise mübarek Ramazan Bayramı nedeni ile uyanalım. Aramızdaki kutuplaşmaları, farklılıkları, ayrıcalıkları, ötelemeleri, itelemeleri ortadan kaldıralım ki, barış olsun, huzur olsun, bayram olsun... Hoşçakalın...